Close
Close

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

Salzburg Gezi Rehberi – Bi’ Mozart Gördük Sanki!

Salzburg Gezi Rehberi – Bi’ Mozart Gördük Sanki!

 

Noel Zamanı Salzburg Gezi Notlarımız ve Salzburg’da Gezilecek Yerler

Salzburg Alp Dağları’nın eteğine kurulmuş, buram buram Mozart kokan çok güzel bir şehir. Şehir de değil kasaba. Hatta kasaba da değil çünkü bir kasaba için fazla büyük. Her ne ise burası, çok güzel bir yer. Bizi her yerden fırlayan Mozart’larıyla mutlu eden, yeşilliği ve barok barok kokan mimarisiyle gezmesi keyifli bir yer.

Biz de 2015’in Noel zamanları artık Salzburg’u görmemiz gerektiğine karar verdik ve 2 gün Salzburg 4 gün Viyana olacak şekilde bir Avusturya gezisi planladık kendimize. Her ne kadar soğuktan donmuş ve zaman zaman ‘Temmuzun suyu mu çıktı ne diye geldik sanki buralara Aralık soğuğunda’ diye serzenişte bulunmuş olsak da buraya Noel zamanı geldiğimiz için fevdakale memnun kaldık! Salzburg normalda güzel, ama Noel zamanı ışıklandırılmış ve meşhur ‘Christmas Market’ler kurulmuş hali kat kat güzel. Eğer yolunuz Münih’e ya da Viyana’ya düşerse hiç tereddüt etmeden gelebilirsiniz.

Salzach Nehri
Salzach Nehri
Salzburg’a Ulaşım

Biz Frankfurt’ta yaşadığımız için Strazburg’a otobüsle gittik. Siz Türk Hava Yolları’nın direk uçuşuyla gelebilirsiniz ya da Viyana’dan trenle geçebilirsiniz. Eğer Münih’e uçtuysanız Salzburg’a mesafeniz çok daha kısa. Yine Münih’ten otobüs ya da trenle gidebilirsiniz. Biz Salzburg’tan Viyana’ya geçerken trene tek yön 24 Euro ödedik ve yol 2 saate yakın sürüyor. Salzburg’tan gitmek istediğiniz başka bir şehir varsa ‘GoEuro’ aplikasyonunu kullanarak her türlü toplu taşıma alternatifinin listesini görebilirsiniz.

Eğer şehirden trenle ayrılacaksanız ve henüz biletinizi almadıysanız bilet alma gişelerinin yanında ‘mitfahren’ bulabilirsiniz. Hemen açıklayalım nedir bu ‘mitfahren’; bir şehirden diğerine trenle gidiyorsanız ve en az 5 kişilik bir grupsanız, toplu bilet alıyorsunuz ve kişi başı çok daha ucuza geliyor. Ama şöyle bir handikapı var, tek bir bilet basılıyor doğal olarak 5 kişinin birbirinden ayrılmaması lazım çünkü ortada tek bilet var. Kontrolde 5 kişiyi bir arada göremezlerse cezası çok. O yüzden Avrupada öğrenciler kendilerine tren bilet makinalarının yanında çoğu zaman yol arkadaşı buluyor 🙂

Çalışma Ofisimizi Trene Kurduk
Çalışma Ofisimizi Trene Kurduk
Salzburg’da Konaklama

Şehirde tren istasyonu ile olayların döndüğü eski şehir kısmı yürüyerek 15 dakika. İsterseniz tren istanyonundan kalkan otobüslerle de merkeze ulaşabilirsiniz ve 1 günlük sınırsız bilet 2,5 Euro civarı. Biz her şehirde ayaklarımıza kara sular inene kadar yürümeyi sevdiğimiz için tren istasyonuna yakın ‘Amedia Express Hotel’de kaldık ve toplu taşıma hiç kullanmadık. Avusturya’nın kalanına göre Salzburg’da oteller biraz pahalı. Bizim kaldığımız otel diğerlerine kıyasla uygundu, gecelik oda başı 65 Euro ödedik. Eski şehir yani Altstadt civarında kalmak isterseniz otel fiyatları bir anda iki katına çıkacaktır.

salzburg

Salzburg Gezilecek Yerler

Salzburg gerçekten de minik bir şehir. Tek günlük bir şehir diyemeyiz ama 2-3 günde her yerini gezebilirsiniz. Düşünün ki Viyana’nın nüfusu 8 Milyon civarı, Salzburg’un ise 150.000. Ne kadar küçük olduğunu bu kısımdan anlayabilirsiniz! Olaylar genel olarak eski şehir kısmında dönüyor. Eski şehirdeki daracık ve birbirine açılan sokakları Noel zamanı ayrı güzel.

Şehrin ortasından Salzach nehri geçiyor. Eski şehir de Salzach nehri etrafına kurulmuş. Nehrin bir tarafında eski şehir kısmı, diğer tarafında da Makartplatz Meydanı, Mirabell Bahçeleri ve Mozart’ın yaşadığı ev var. Mozart’ın doğduğu ev ünlü Getreidegasse Caddesi‘nde. Yaz zamanı gelirseniz bisiklet kiralayıp nehir kenarındaki bisiklet yollarından gitmek çok keyifli olacaktır. Şehrin her yerinde çok güzel bisiklet yolları var.

Her Avrupa şehrinin olduğu gibi tabii ki de Salzburg’un da şehrin tepesine kurulmuş bir kalesi var. Hikayesi de bir acaip! O kısma birazdan geleceğiz 🙂

Getreidegasse Caddesi
Getreidegasse Caddesi
Getreidegasse Caddesi

Burası Salzburg’un en popüler caddesi. Hatta o kadar popüler bir caddesi ki yaz ya da noel zamanı gelirseniz sırayla yürüyorsunuz. Sokaktaki vitrinler o kadar güzel ki, bir hediyelikçi ya da mutfak aleti satan bir dükkan olması farketmiyor, sadece vitrinleri izleyerek bile geçirebiliyorsunuz zamanınızı. Bütün dükkanların güzel ışıklandırılmış tabelalarıyla bütün sokakları hep canlı. Sokaklar labirent labirent ve çoğu sokak pasajlara açılıyor. Arada bir farketmeden yuvarlak çiziyorsunuz. 🙂

Sokağı çok övdük, biraz da şikayet edelim! Salzburg, Mozart’ın şehri demiştik. Adamlar bu Mozart işini o kadar ticarete dökmüşler ki suyu çıkmış afedersiniz. Mozart çikolatası, Mozart dürbünü, Mozart donu… Her yer Mozart olmuş. Hatta şehrin ortasında bir Mozart heykeli var ki, solak olan adamın sağ eline kalem tutturmuşlar, heykeltraş da bu kadar Mozart aşkının karşısında bi afallamış heralde. Hele ki Mozart’ın 35 yaşındayken sefalet içinde öldüğünü ve kimsesizler mezarına gömüldüğünü düşününce insan bir hayret ediyor. (şikayet ettik rahatladık, konumuza dönüyoruz.)

Mozart’ın doğduğu bina bu sokakta. Sokaktaki tek sapsarı bina olduğu için farketmeniz kolay olacaktır. Mozart burada doğmuş fakat sonradan ailesiyle birlikte başka bir yere taşınmışlar. Mozartın doğduğu daireyi gezdikten sonra binanın kalanında Mozart ile ilgili şeylerin sergilendiği kısımları geziyorsunuz. Giriş 10 Euro.

Kalenin Hikayesine Dikkat
Kalenin Hikayesine Dikkat
Domplatz

Mozart’ın vaftiz töreninin gerçekleştirildiği meşhur Salzburg Katedrali bu meydanda. Meydandaki Meryem Ana Heykeli’yle önlü arkalı duruyorlar. Biraz ilerlediğinizde karşınıza Kapitelplatz meydanı çıkıyor. Kapitelplatz’ı muhtemelen hemen tanıyacaksınız, çünkü meydanın tam ortasında, altın renginde kocaman bir küre ve kürenin ortasında ayakta duran bir adam heykeli var. Bu heykele iyi bakın, çünkü Salzburg’da karşınıza çıkabilecek en modern yapıt muhtemelen. Buradan da az ileri giderseniz St. Peter Manastırı’nı göreceksiniz. Manastırın tarihi 969 yılına kadar uzanıyor ve Avrupa coğrafyasının en eski manastırı-imiş burası. Roma mimarisiyle yapılmış ve hakikaten güzel. Buraya kadar geldiyseniz hemen girişindeki Salzburg’un en eski mezarlığı Petersfriedhof’u da görebilirsiniz. Mezarlıklar bizim biraz içimizi karattığı Petersfriedhof’u biz pas geçtik. Ziyaret etmek isterseniz, Mozart’ın ailesinin mezarları da bu mezarlıkta. (Mozart’ın kendi mezarının nerede olduğu bilinmiyor maalesef, adam sefalet içinde ölmüş.)

Bizim Neyimiz Eksikti
Bizim Neyimiz Eksikti
Rezidenzplatz

Gerek Domplatz’dan gerekse Kapitalplatz’dan yürümeye devam edince Rezidenzplatz da karşınıza çıkacak. Burası da şehrin önemli meydanlarından ve biz gittiğimizde Noel için üstünde kocaman bir buz pisti kurulmuştu ve çoluk çocuk buz pateni kayıyordu. Noel zamanı gelirseniz, hem soğuk havada biraz daha üşümek için hem de Alman usulü(Avusturya’da Alman usulünün ne işi var demeyin, biz uydurduk) çocuk yetiştirme a101 dersi için buz patenini deneyebilirsiniz! Bizde olsa çocuk azıcık düşeyazdığında ebeveynler kendilerini hava yastığı gibi çocuğun önüne atarken, Almanlar bir rahat bir rahat. Bebelerin bacaklar kaç kez ortadan ikiye ayrıldı dan dun yerlere yapıştılar, anaları kalkmalarına bile yardım etmedi vallahi(ana yüreği nasıl dayanır)

Mozartplatz

İşte size bir meydan daha! Burası da tahmin edeceğiniz gibi Rezidenzplatz’ın hemen dibinde ve ortada kocaman bir Mozart(ya kim olacaktı) heykeli var. Mozart solak olmasına ragmen heykelde kalemi sağ eline vermişler ama olsun:D Aynı zamanda Salzburg Müzesi de burada. Giriş ücreti 8 Euro civarı olmalı, biz Salzburg Card aldığımız için ücretsiz girdik. (İnsan o karta bir kere para verince bütün müzelere dalıveriyor.) İçeride Salzburg’a dair hikayeler, resimler ve sergi alanları var.

Bu bahsettiğimiz meydanlarda sokak çalgıcıları çok yaygın. Bir bakıyorsunuz amcam ‘Harp’ını yüklenmiş gelmiş döktürüyor. Cebinizde bozukluk eurolar bulundurursanız, bu amcalara verdiğinize pişman olmazsınız 🙂

whatsapp-image-2016-11-02-at-15-22-10

Mönchsberg Tepesi

Burası Salzburg’un tepelerindeki iki noktadan birisi. Mönchsberg Modern Sanat Müzesi de burada. Tepede dedik diye korkmayın, Getreidegasse Caddesi’nde bulunan asansörle yaklaşık 1 dakikada falan çıkabiliyorsunuz. Asansörün gidiş dönüş bileti 3.5 Euro civarı. Modern sanat müzesinin girişi de 8 Euro.

Bu arada ‘Salzburg Card’tan bahsetmeyi unutmayalım. Salzburg’da müze girişleri diğer Avrupa şehirlerine kıyasla biraz tuzlu olduğundan, turistlere biraz kolaylık yapmaya karar vermişler ve bu Salzburg Card’ları çıkartmışlar. Eğer çok müze gezmeyi düşünüyorsanız 24 saatlik, 48 saatlik ve 72 saatlik Salzburg Card alabiliyorsunuz ve şehirdeki çoğu müzeye ücretsiz giriyorsunuz. Aynı zamanda toplu taşımada da bu kartları kullanabiliyorsunuz. Biz Salzburg’a en turistik döneminde gittiğimiz için fiyatları biraz pahalıydı çünkü dönemine göre fiyat değişiyor. O yüzden burada fiyat verip size yanıltmayalım.

Festungsberg Tepesi

Salzburg demişken tepesiz, tepe demişken de kalesiz olmaz. Hohensalzburg da işte Salzburg’un Kalesi. Merak etmeyin Avusturyalılar hepimizi düşünmüş, şehir merkezinden yürüyerek 15 dakikada çıkabilirsiniz ama Kapitalplatz Meydanı’ndan finiküler ile ulaşabiliyorsunuz kaleye! Eğer Salzburg Card almadıysanız finiküler ile gidiş dönüş ve giriş ücretleri 12 Euro tutuyor. Salzburg Card’ınız varsa zaten sırtınız yere gelmez…

Kalenin içi hem büyük hem güzel hem de içerisinde kaleyi yaparken kullanılan malzemelerin gösterildiği bir müze var. İçeride bir de kalenın ilk gününden son gününe olan değişimini anlatan bir video gösteriliyor.

Ve tabii ki geldik manzaralı fotoğraf çekme kısmına. Şehir kaleden çok güzel gözüküyor ve son derece cool selfieler çekebiliyorsunuz arkaya şehir manzarasını alıp.

Kalenin çok eğlenceli bir hikayesi var. Yeniçeriler Viyana’yı kuşatırken birkaç kafası iyi arkadaş da Avusturya’nın diğer şehirlerinde son duruma bakmaya gitmiş. Bu arkadaşlar Salzburg’a kadar gelmiş ve bunları gören Salzburg ahalisi ‘vah!tüh!Viyana düştü demek! ‘ diye düşünerek korkmuş ve Osmanlı Salzburg’u da almaya geliyor diye panik atak geçirerek kaleyi bırakıp kaçıvermişler :))

Hikaye ne kadar doğru bilemiyoruz tabii ki ama şakaysa hiç komik değil!

Mirabell Bahçeleri
Mirabell Bahçeleri
Mirabell Bahçeleri

Geldik şehrin öteki yakasına. Salzach şehri ikiye bölüyor demiştik, bir tarafı eski şehir diğer tarafı da Mirabell’in ve Mozart’ın evinin olduğu taraf.

Bir park-bahçe sever çift olarak bu taraftaki ilk durağımız Mirabell Bahçeleri oldu. Sarayın küçük bir kısmı gezilebiliyor ve genelde konserlerde içeri alıyorlar fakat bahçesi halka açık ve ücretsiz. Mirabell Bahçeleri için, gördüğümüz en iyi bahçeydi “vaaaov” falan diyemesek de görülmeye değer olduğu kesin.

Ufak bir detay, İmparator zamanında bu sarayı ‘metresini’ etkilemek için yaptırmış. Yaa siz daha uyuyun……

Mozart’ın Evi

Burası Mozart’ın ailesinin sonradan taşındığı ev. Mozart daha sonraları Salzburg’tan taşındığı ve yarı göçebe hayat yaşadığı için bu evde de çok kalmamış. Şimdilerde içerisi müzeye dönüştürülmüş ve Mozart’ın ve babasının (evet babası da müzisyendi bildiniz!) kullandığı enstrümanlar ve bilimum çalgıları görebilirsiniz burada. Giriş 10 Euro. Her zamanki gibi Salzburg Card’ınız varsa yaşadınız.

Evet ev gerçekten güzel ve Mozart’ın zamanında çaldığı enstrümanları görmek enteresan ama Mozart’ın bu kadar her yerde her daim her zaman kullanılması biraz sıkıyor afedersiniz. Şehirde ilk gün o meşhur Mozart çikolataları deniyorsunuz, Mozart Heykeline bakıyorsunuz, Mozart’la süslenmiş dükkan vitrinlerine bakıyorsunuz derken bir anda etrafınız Mozart’la sarılıyor. Magnetler, oyuncaklar, kitaplar hep Mozart! Bi yerden sonra sıkıyor anlayacağınız… Neyse bu kısmını sıkılma aşamasına gelince düşünürsünüz artık.

Christmas Market'te Kendinden Geçenler
Christmas Market’te Kendinden Geçenler
Yeme-İçme Faslı

Salzburg yemek konusunda çok Alman bir yer. Tabii ki Avusturya’nın kaçınılmazı ‘Şinitzel’ her yerde(!) fakat garsonlar, restoranların dizaynı gibi detaylar çok ‘Alman’. Tabii ki Alman tarzı olması kötü olduğu anlamına gelmiyor ama bizim için yeni bir şey olmadığı kesin(malum yarı almancı sayılırız) 🙂

Şehir merkezine her gün bir yeme içme pazarı kuruluyor. Burada çeşit çeşit peynirler, atıştırmalıklar ve meyve-sebzeler mevcut. Satın almayacak olsanız bile sırf ‘En hoş pazar nasıl kurulur’u görmek için gidebilirsiniz.

Bahsettiğimiz meşhur meydanların tam ortasında ‘Tomaselli’ diye bir kafe var. Burası 1705’te kurulmuş ve Salzburg’un en eski mekanlarından. Bir kahve ve pasta alıp terastan aşağıdaki turistleri kesmek için ideal!

Salzburg zamanında tuz satmaktan köşeyi dönmüş. O yüzden şehrin her tarafındaki sadece ‘tuz’ satan dükkanlar da Mozart çikolatacılarıyla yarışacak halde neredeyse. Her çeşit tuz var bu dükkanlarda. Kaya tuzu-yemek tuzu-kolestrol yapmayan tuz-deniz tuzu-afrikadan gelen tuz gibi bir sürü tuz türü var. Eve dönmeden buralara gidip bakınabilirsiniz. Yemek güzel olmuş diyenlere ‘’Ee tuzu Salzburg’tan aldık’ demek serbest tabii ki! Bu tuzların cilde iyi geldiğini de söylüyorlar.

Getreidegasse Caddesi üzerindeki Mozart Café tam bir Salzburg Klasiği. Eğer şehirde ilk gününüzde ve hala Mozart figürlerine doyamadıysanız, burası bir kahve molası için ideal.

Mirabell Bahçelerine çok yakın olan ‘Alter Fuchs’ tam bir şinitzel mekanı. Avusturya’da yediğimiz en iyi şinitzeli burada yedik. (Bir Vedat Milör değiliz tabii ki ama tadı gerçekten güzeldi!)

Hans W ise tam bir sosisçi. Ama tam sosisçi. Bu mekanda hem değişik sosla ve değişik etten yapılan sosisleri deneyebilir hem de ucuza karın doyurabilirsiniz. Salzburg’daki nadir salaş mekanlardan olan bu sosisçiyi biz çok sevdik.

Burgerista’yı gitmeden önce Salzburg’un en iyi hamburgercisi diye duymuştuk. Biraz daha yerse obezliğe doğru gidecek olan bünyemiz durur mu hiç. Tabii ki de ikinci gün öğle yemeğimizi burada yedik ve bir de güzel doyduk. Burgerista’ya puanımız bir hayli yüksek.

Augustiner Braustulb, Salzburg’un en büyük biracısı. Koskoca mekana biz de sadece ‘Biracı’ demek istemezdik ama içeride yaklaşık 100 kişi vardı ve herkes sadece bira içiyordu. Burası bildiğiniz biracı yani. Hatta kendi biralarını bile yapıyorlar.Yaz zamanları için ağaçların altında masaları olan büyük bir bahçesi var, biz öldürücü soğukta gittiğimiz için içeride oturduk. Burası aynı zamanda Salzburg’ta Salzburgluların takıldığını gördüğümüz tek yer. Ailecek yemeğini yanına alıp burada sadece bira sipariş verenler vardı. Bize sorarsanız burasını kesinlikle öneriyoruz.

salzburg

Küçük bir hatırlatma, Salzburg gece hayatı açısından sıfır(!). Ama gerçekten sıfır. Çoğu mekan akşam 7 olduğu zaman kapanıyor ve bu biracı bile akşam 11’de kapanıyor. Gidip geç saatlere kadar oturmayı hayal etmeyin yoksa bizim gibi hayalkırıklığına uğrayabilirsiniz.

Salzburg’daki geç saate kadar açık tek barlar sokağı ‘Bergstrasse’. Barlar sokağı dediysek düzinelerce bar yok tabii ki ve gece 1 dedi mi hepsi kapamıyor ama olsun. Ama Christmas Market olunca çokta aramıyorsunuz.

Eğer Mozart çikolatası alacaksanız markasının ‘Mirabell’ olması gerekiyor. Gerçek olanlar onlar, etrafta bir sürü yabancı marka çikolata da dolanıyor Mozart resimli. Eğer hediyelik alacaksanız pakette olanlarını da alabilirsiniz. Aynı çikolatayı kutuya koydukları zaman kutu için ayrı para alıyorlar. Çoğu insan bu çikolatalara bayılıyor. Fakat ya biz Mozart doz aşımına uğradığımız için ya da zaten Almanya’da çoğu zaman tatlı doz aşımına uğradığımız için hayranı olmadık açıkçası bu Mozart çikolatalarının. Ama biraz alıp hediyelik götürmenin kimseye bir zararı olmaz tabii ki 🙂

salzburg

Vee Christmas Market

Geldik esas Salzburg’u ziyaret sebebimize 🙂 Noel zamanı Avrupa’nın çoğu şehrinde Christmas Market dedikleri Noel pazarları kuruluyor ve şehirler bir anda güzelleşiyor. Bizim çirkin Frankfurt bile gezilesi hale geliyor hatta. Salzburg kendiliğinden küçük ve masalsı bir şehir olduğu için şehrin tamamı o Noel havasına kolayca bürünüyor ve bu yönüyle Noel zamanı diğer Avrupa şehirlerine biraz “basıyor” afedersiniz. Şehrin her tarafından yükselen sıcak şarap kokuları, süslü çam ağaçları, değişik değişik Noel çadırları ve o çadırlarda satılan tatlı-tuzlu her türlü yiyecek! Salzburg’da noele hoşgeldiniz!

Christmas Market hemen MozartPlatz’ın orada kuruluyor ve christmas market’i ziyaret edecekseniz aç gitmenizi öneririz. Zira satılan allı pullu yiyecekleri görünce gözünüzün dönme ihtimali yüksek. Sokaklarda noel babalar ve at arabaları geziyorken sıcak şarap içmek ve bulduğumuz her türlü şeyi yemek Salzburg’da yaptığımız en güzel şeydi sanıyoruz. Ayrıca Christmas Market’ler ile ilgili de ayrıca biz yazı yazmayı düşünüyoruz(o kadar güzeller).

Instagram’da varız ve bekleriz. https://www.instagram.com/yoldabiblog/

whatsapp-image-2016-11-02-at-15-22-13

7 comments

  1. paylaşımlarınız için teşekkür ederim 10 ekimde salzburgta olacağım

    1. simdiden iyi yolculuklar 🙂

    2. 3 gün oldu sizi keşfedeli. Hep özendiğim ama bir türlü cesaret edemediğim şeyi yapıyorsunuz ama ben genel kanının aksine ben yapamadım onlarda yapmasın değil ayy ben gezemiyorum ohh ne güzel daha da keyfini çıkarın benim için dee kafasındayım. Ayrıca 3 gündür her sıkıcı otobüs yolculuğunda sayenizde yeni bir ülkede keyifle vakit geçiriyorum ✌??

      1. Merhaba Ece’cim, oncelikle mesajin icin coo cok tesekkur ederiz, cok mutlu olduk! Aslinda bizim de gundelik hayatimizda bol bol stresimiz, is stresimiz, okul, hayat, ulke, gundem bol bol streslerimiz oluyor tabii ki ve biz de baska yazilari okuyarak mutlu oluyoruz ? Umariz senin icin her seyin en guzeli olur ve diledigin yerleri en guzel sekilde gezersin! Iste yeter! Sevgiler ?

  2. Sevgili Dostlar, Salzburg olmadan evvel bu sayfayı defalarca arşınladık. Notlarınız için teşekkürler.

  3. Merhabalar,
    Pegasusun son kampanyasıyla Münih gidiş Viyana dönüş gibi bir rota ayarladım. Salzburg’a da gitmek istiyorum buralar arasından geçerken, sizce günübirlik mi gezmek için de uygun mu yoksa illa ki kalınmalı mı? Teşekkürler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close