Cebu Gezi Yazısı & Cebu’da Yapılacak Aktiviteler
Merhaba! Filipinler yazılarına kaldığımız yerden devam ediyoruz.
İki haftalık Filipinler gezimizin Coron’dan sonraki durağı Cebu oldu ve yoldayken kendimize şöyle dedik; ‘Cebu kötü de, çevresi iyi!’. Ada olan Cebu’yu, şehir olan Cebu adasının göbeğindeki ‘Cebu City’ ile karıştırmamak gerekiyor çünkü şehir olan Cebu ne kadar kaotik, ne kadar kuru gürültülü ise, adanın kalanı bir o kadar güzel ve bakir.
Cebu bizim gözümüzde, gelmeden önce biraz da tehlikeli bir yerdi. Belki de Macellan, Dünya’nın düz olmadığını kanıtlamak için çıktığı dünya turunda, Cebu’da yerliler tarafından canlı canlı parçalanıp öldürüldüğü için olabilir, hafızamıza şehir pek iyi kazınmamış belli! Neyse, üzerinden çok zaman geçtiği için olay tatlıya bağlanmıştır diye düşündük…
Cebu’da 3 gün geçirdikten sonra emin olduk ki, burası bir Filipinler gezi rotasına girmeyi yüzde yüz hak eden bir yer. Cebu City çok çirkin ama sezarın hakkı sezara, adanın kalanı gerçekten çok güzelmiş.
Heralde esas sınav Cebu’ya ulaşabilmekte 🙂
Cebu’ya Ulaşım:
Filipinler’de bir adadan diğerine ulaşımın sıkıntılı olduğunu söylemiştik. O yüzden Filipinler gezi planı yapıyorsanız, Cebu’ya nasıl ulaşacağınıza karar vermeniz iyi olur. Çünkü adalar arası uçak biletleri son dakikada inanılmaz pahalanıyor.
Biz, Coron’dan Cebu’ya ‘Pal Airlines’ havayolunun pırpırlı uçaklarıyla geçtik. Bu adalar arası yapılan uçuşlar o kadar gevşek ki, uçağımızın tüm yolcuları gelince kapıları kapattılar ve uçak 40 dakika erken kalkıverdi! Kaptan boş yere beklemek istemedi herhalde. Dönüş uçağımız ise Cebu’dan Manila’ya Cebu Pasific’ti ve daha normaldi. Coron’dan Cebu’ya uçak biletini kişi başı tek yön 70 Euro’ya aldık. Cebu’dan Manila’ya uçak tek yön uçak biletini ise kişi başı 40 Euro’ya aldık. Daha önceden alırsanız daha ucuza bulabiliyorsunuz.
Cebu’ya diğer adalardan feribot da kalkıyor. Ferry2go ve SuperCAT internet sitesinden bakabilirsiniz.
Cebu City’de Şehiriçi Ulaşım:
Cebu City’nin maalesef trafiği en az Manila kadar kötü. Mesafelerin de arası uzun. Zamanınız varsa ve toplu taşıma kullanmak isterseniz Cebu Bus Terminal’e gitmeniz gerekiyor. Biz kısıtlı zamanımız olduğu için bir yerden bir yere giderken en kolay seçenek olan taksiyi seçtik. Elbet lokallerin kullandığı şehirlerarası otobüsleri de denemek isterdik ama, yıllık izin gezginlerinin her zaman böyle bir lüksü olmayabiliyor. 🙂 Şehirde bir turist olarak gidebileceğiniz noktalar arası genelde 1-2 Usd tutuyor. Havaalanından şehir merkezine ise 8 Usd tutuyor. Taksicilere mutlaka taksimetre açtırtmanız çok önemli.
Şehir içinde en popüler toplu taşıma aracı ise Jeepney. Çok acaip bir şey, gerçekten. Üzeri kapalı, iki yanı ve arkası açık bir araç düşünün. Şöyle olmuş; Amerikalılar savaş sırasında kullandıkları ‘jeep’leri ülkeden çekilirken burada bırakmış ve filipinolar da bu cipleri arka kısmında yolcu taşınacak hale getirmişler.
20 kişiye kadar yolcu taşınabilen bu halkın en gözde toplu taşıma aracında, bir yandan zıp zıp giderken, bir yandan son ses çalan müziği dinliyor, bir yandan da üstünüze çıkmış insanlar biraz yana kaysa keşke diye düşünüyorsunuz! Bizce her seferinde olmasa da, Cebu’ya kadar gelmişken en az 1-2 kez bu Jeepneylere binip, 35 derece havada püfür püfür esen bir araçta, üst üste alt alta gitmelisiniz, biz pek sevdik de. 🙂 Biz kişi başı 5 peso verdik. Yani 10 cent ediyor.
Cebu’da Konaklama
Cebu City’de görecek çok fazla turistik yer yok. O yüzden şehirin merkezine yakın herhangi bir otelde kalabilirsiniz, yani şehirde kaçırdığınız bizce fazla bir şey yok.
Şehrin ‘kalbi’ Ayala Mall. Maalesef Asya’da fakir ülkelerin ‘görece’ zengin başkentleri hep AVM dolu oluyor. Cebu da bunun çok güzel bir örneği. Her yer AVM.
Merkezi de şehrin en kalabalık yerlerinden birisi. Oteliniz merkezi olsun istiyorsanız Ayala yakınlarında bir otel tutabilirsiniz.
Biz geceliğine oda başı kahvaltı dahil 35 Euro verdiğimiz Hamersons Hotel’de kaldık. Çok temizdi ve odaları da Filipinler standartlarının çok üstündeydi. Filipinler’de yaptığımız en doğru otel tercihi olabilir. Şuraya linkini de bıraktık, yer varsa koşun!
Ertesi gün Bohol’a geçmeyi düşünüyorsanız ya da feribotla başka bir adaya geçecekseniz, liman yakınlarında kalmayı da düşünebilirsiniz. Çünkü Bohol için herhangi bir turla anlaşsanız bile otelden Cebu Port’a kendi imkanlarınızla gitmek zorundasınız.
Cebu şehir içinde gezilecek noktalar:
Cebu City’nin bir ‘wonderland’ olmadığı sanıyoruz ki artık süpriz değil. Fakat tabii ki buraya gelmişken şehrin belli başlı yerlerini gezebilirsiniz. Biz şehir gezisi faslı için yarım günümüzü ayırdık ve bizim için yetti.
Fort San Pedro (San Pedro Kalesi) şehir içinde kendi halinde bir kale. Bir sonraki durak ise hemen onun yakınındaki Magellan’s Cross yani Macellan Hacı. Hayır, Macellan’ın mezarı burada değil. 🙂
Buradan sonraki durağımız Cebu’nun en büyük festivali ‘Sinolog Festivali’nin yapıldığı yer olan Basilica Minore Del Santo Nino (Minore Del Santo Nino Bazilikası). Biz gittiğimizde Sinalog Festivali’ne bir aydan fazla zaman vardı ve hazırlıklar başlamıştı bile. Festivali merak ettiyseniz şuradan bir bakabilirsiniz.
Alışveriş yapmak isterseniz de şehrin tam göbeğindeki Ayala Mall’a gidebilirsiniz. Fakat uyarmalıyız ki, bu alışveriş merkezi adeta bir dipsiz kuyu! Tam bir labirent Kaç kat, ne kadar büyük, kaç mağaza var hiçbir fikrimiz yok. Öğlen 3’te girip akşam 7’de çıkışını bulabildiğimiz sevimsiz bir yer. AVM gezmeyi seviyorsanız yine de içeride muhtemelen dünya üzerindeki tüm mağazaların olduğunu söylemeliyiz. Bizim buradan aldıklarımız; bir kaşarlı sandviç, vanilyalı dondurma ve ikimize birer çift çorap oldu…Ortalığın tozunu attırmışız anlayacağınız… 😛
Artık Cebu’nun güzelliklerinden bahsetmeye başlayabiliriz, sıkıcı kısmı bitti…!
Cebu’ya gelirken bizi bu adaya getiren iki şey vardı. Bu adanın gelmiş geçmiş en güzel şeyi olan, ‘balina köpekbalıklarıyla(whaleshark)’larla yüzme deneyini yaşayabilmek ve Kawasan Şelaleleri’ni görmek. Özellikle o balina köpekbalıklarıyla yüzmeliydik, uçarı kaçarı yoktu!
Balina Köpekbalıklarıyla Dalış ve Yüzme ( Swimming with Whalesharks)
Oslob Whaleshark Watching | Cebu Whale Watching
Peki neydi bu balina köpekbalıklarının hikayesi? Gerçekten zararsızlar mı?
Cebu Adası’nda, Oslob şehrinde balina köpekbalığı olarak geçen, uzunluğu 5-6 metre eni ise yaklaşık 2-3 metre olan bir köpekbalığı türü ile doğal ortamlarında yüzme şansınız var! Bu balina türü, planktonla beslenen bir tür olduğu için, insanlar ilgisini çekmiyor ve doğal olarak bize zararsızlar. Oslob’da her sabah çok sayıda balina köpekbalığı denizde kıyıya yakın bir alana yaklaşıyorlar ve zararsız oldukları için siz de onlar yakınlardayken suya dalıp, balinalarla birlikte yüzebiliyorsunuz! Tabii bunu elinizi kolunuzu sallaya sallaya yapamayacağınız için, bu alana yakın bir turistik tesis kurulmuş ve bu balinalarla yüzme turunu satın almanız gerekiyor.
Güzel ve bizim kalbimizi fetheden yanı şuydu; balinalar buraya kendiliğinden geliyor. Denizin içinde bir sınırları, bir kafesleri ve insanlar tarafından oluşturulmuş kısıtlı bir alanları asla yok. Yani tamamen özgürler ve kıyıya da kendi keyiflerinden yaklaşıyorlar. Öğlene doğru ise kendi doğalarına geri dönüyorlar. Ne güzel ki, havuza hapsedilip bizim keyfimiz için sergilenmiyorlar. Hayatta kaç kez bir balina köpekbalığıyla onun kendi alanında yüzebilirsiniz, değil mi…Bu bizi tüm gezi boyunca en çok heyecanlandıran şeydi…
Çok okuduk, çok araştırdık ve en mantıklısının bir tur acentasından tüm günlük bir özel tur almak olduğuna karar verdik. Çünkü balina köpekbalıklarıyla yüzebileceğiniz tek bir nokta var ve bu noktaya yani Oslob’a, Cebu City’den arabayla yaklaşık 2,5 – 3 saat sürüyor. Ayrıca Oslob’a sabah 5:30 itibariyle ulaşmış olmanız ve en geç sabah 6:00’da hazır ve nazır, yüzmeye hazır olmanız gerekiyor. Böylece sıra beklemeden denize ilk açılan kayıklara binebiliyorsunuz ve balinaları kaçmadan görebiliyorsunuz. Bir saat geç kalmanız, 4 saat sıra beklemeniz demek oluyor ve balinalar sadece sabahın ilk saatlerinde sizin görebileceğiniz bir noktada oluyor. Sırf geç kaldığı için ertesi gün tekrar giden insanlar varmış. Bu dalış bizim için Filipinler gezisinin olmazsa olmazıydı ve risk almadık. Bir gece önceden Oslob’da kalıp sabah erkenden balinaların olduğu alana gidilebiliyor ama biz Cebu City’de kaldığımız için eşeği sağlam kazığa bağlayıp o gün için özel tur satın aldık!
Tur şirketini seçerken de, bize öneren insanların tecrübesine güvendik ve http://www.ilink.ph/Ilink şirketini seçtik. Tur acentasının sizi zamanında sabah erkenden Oslob’a ulaştırması çok önemli. Daha ucuz tur acentaları vardı ama ucuz etin yahnisi yavan olur ve Oslob’a yarım saat geç gitmek, 4 saat sıra beklemek ve gününüzün yarısını kaybetmek anlamına geldiği için risk almadık. Gerçekten de bizden yarım saat sonra gelen insanlar saatlerce sıra beklediler. Biz kendi tur acentamızdan çok memnun kaldık. Kesinlikle öneriyoruz. Mail atarak iletişime geçmek isterseniz rastie@ilink.ph adresine e-mail atabilirsiniz. Asya ve Umut yönlendirdi derseniz biraz indirim yapacaklarına söz vermişlerdi.
Şöför bizi sabah 03:00’te aldı ve akşam otele bıraktığında akşam 19:00 olmuştu bile. Tüm gün boyunca Oslob Balina Köpekbalıklarıyla dalış + Tumalog Şelalesi + Kawasan Şelaleri’ni gezdik. Ayrıca tüm gün turun özel şöförü bizimleydi ve sürekli yanımızda birer adet de özel rehber vardı. Sabah kahvaltısı ve Kawasan Şelaleleri’nde öğle yemeği de bu fiyata dahildi. Bu tur için kişi başı 5100 Peso (100 Usd) ödedik. Bu fiyata tüm gün boyunca yaptığımız her şey ve tüm giriş ücretleri dahil. İlk etapta kulağa biraz pahalı geliyor ama yaşadığınız tecrübeyi düşünürseniz, bizce kesinlikle değdi 🙂
Şöför bizi erkenden aldı demiştik, Oslob’a vardığımızda saat 5:35’ti ve hazırlanmak için 25 dakikamız vardı, tam 6’da sizi kayıklara bindirmeye başlıyorlar. Kayıkla 5 dakika gidince balina köpekbalıklarının yüzdüğü noktaya gelmiş oluyorsunuz. Böyle sakin sakin yazdığımıza bakmayın, bunu yaşarken o kadar heyecanlıydık ki!
Kayıkla 5 dakika gittikten sonra kayığın yanından ‘fıtt’ diye bir şey geçti ve o an farkına vardık ki gelmişiz bile! Sonrası zaten bol adrenalin. Biz bir önceki akşam et yemiştik, herhalde yürek denk gelivermiş ki tereddütsüz atıverdik kendimizi denize! 🙂 Önce biraz balinalara yaklaşmaya korktuk ama sonra zararsız olduklarına kendimizi ikna ettik ve yarım saat boyunca denizden hiç çıkmadık. Bol bol Gopro’yla fotoğraf ve video çektik. Kayık sorumluları da fotoğraf çekerken size yardımcı oluyor. Bir de balinalara dokunmak yasak ama bazen onlar size dokunuveriyor, şaşırmayın! Ciddiyiz, arada dönerken kuyrukları falan çarpıyor, o sırada ilkten size bir seğirme geliyor ama sonra alışıyorsunuz…
Suda yarım saat kalmanıza izin veriliyor, sonra tekrar kayığa binip dönüyorsunuz. Etrafta toplamda 6-7 adet balina köpekbalığı oluyor.
Bunun dışında belli kurallar var. Güneş kremi kullanmak ve flaş kullanmak yasak. Tura verdiğiniz paranın üzerine eğer kayıktan denize girip balinalarla yüzdüyseniz 500 peso (8 Usd) de oradaki acentaya ödemeniz gerekiyor. Snorkel veriyorlar ama en güzeli kendi snorkelinizi yanınızda götürmeniz. Yine dediğimiz gibi tur rehberlerimiz her şeyimizi biz gitmeden hazır ettiği için hiç zorlanmadık. Buraya tur acentasıyla değil de, bireysel gelirseniz balinalarla yüzme aktivitesi için 1500 Peso (24 Usd) ödemeniz gerekiyor.
Balina Köpekbalıklarıyla yüzmek, bizim Filipinler gezisindeki en büyük motivasyonlarımızdan birisiydi ve çok hayalini kurmuştuk. Bir hayalimiz daha gerçek olmuştu. Artık iç rahatlığıyla güne devam edip, bir sonraki durak olan Tumalog Şelalesi’ne gidebilirdik.
Tumalog Şelalesi
Oslob’ta balinalarla işimiz bittikten sonra hızlıca bir kahvaltı yaptık ve hemen arabayla 5 dakika mesafedeki Tumalog Şelalesi’ne gittik. Turun ayarladığı rehber burada da bizimleydi ve biz şelaleye girince eşyalarımıza o baktı. Belki bu özel turlar için oldukça normal bir şey ama biz ilk defa özel tur aldığımız için bize çok değişik geldi J
Tumalog Şelalesi’nin dibine kadar arabalar yaklaşamıyor. Son 500 metre için sizi bir motorsikletlinin arkasına bindiriyorlar. 2 -3 dakika da motorla gidiyorsunuz.
Zaten 1 saat önce balinalarla yüzmüşüz, hızımızı alamadık burada da şelaleye attık kendimizi. Yaklaşık yarım saat buz gibi suda yüzdük. Çıktığımızda saat sabah 10 bile değildi. Erken kalkıp yol almışız anlayacağınız…!
Tumalog’u da sevdik, galiba biz tüm şelaleleri seviyoruz. Şelale olsun bizim olsun.
Bir sonraki durağımız Kawasan Şelaleleriydi. Buradaki rehberimize veda ettik ve Kawasan’a doğru yola çıktık. Visayas bölgesindeki Kawasan Şelaleleri, Oslob’a arabayla yaklaşık 2 saat sürüyor. Şimdi arabanın arka koltuğunda uyuklama vakti.
Kawasan Şelaleleri
Filipinler ‘bucket list’imizin en önemli üyelerinden birisi de Kawasan Şelaleleriydi. Kawasan Şelaleleri diyoruz çünkü Kawasan tek bir şelale değil. Üç etaptan oluşan kocaman bir alana yayılmış bir kanyon olarak düşünebilirsiniz burayı.
Kawasan’a giriş ücreti 50 peso (1 Usd). İçeride üç tane de nehir kenarı restorant var. Fiyatları oldukça makul.
İnternette karşınıza çıkan, sandal(raft) ve şelaleyi birlikte gördüğünüz Instagram fotoğrafları, Kawasan Şelaleleri’nin ilk etabı ve sakin bir zamanında yakalarsanız gerçekten de birebir aynısı. Fakat bizim gittiğimiz dönemde Filipinler’de resmi tatil vardı ve etraf ana baba günüydü. Bizim kafamızdaki sakin şelaleye ne olmuş biz de anlayamadık ve hiç oyalanmadan ikinci etaba çıktık.
İlk etaptan ikinci etaba çıkmak için yaklaşık 15 dakika tırmanmanız gerekiyor, ikinci etap, birinci etaptan bizce çok daha güzel.
Üçüncü etaba da aynı şekilde ikinci etaptan 15 dakika daha tırmanmanız gerekiyor ve görüyorsunuz ki işin tüm eğlencesi üçüncü etaptaymış! Burada genellikle gençler var ve şelalenin kaynağı da burada. Fokur fokur akan suya yaklaşık 15 metre tepeden atlayanlar var. Balina köpekbalıklarıyla yüzmek kesmediyse, gelip bir de buradan aşağıya atlayabilirsiniz! Yürek yedik dedik ya! Atladık! Günün en eğlenceli kısımlarından biri de buydu diyebiliriz.
Kawasan Kanyon Turu (Canyoneering)
Filipinler’de adrenalini az gelenler için, bir de Kawasan Kanyon Turları var. Burada size bir kanyon rehberi veriyorlar ve kanyonda atlanıp, zıplanabilecek her yere zıplayıp, yüzülebilecek her yerde yüzüyorsunuz.
Bu kanyon turunu, tur acentası aracılığıyla ayarlayabileceğiniz gibi Kawasan’ın girişinceki ofisten de ayarlayabiliyorsunuz.
Kawasan bizim turumuzun son durağıydı. Öğle yemeğini de burada yedik ve Kawasan’da toplam 3,5 saate yakın zaman geçirmişiz.
Buradan Cebu City’e yol yaklaşık 3 saat sürüyor. Yol boyunca uyumuşuz, hatırlamıyoruz bile. Otele döndüğümüzde saat akşam 7 olmuştu.
Biraz da nerelerde yedik – içtik ondan bahsedelim. 🙂
Cebu Yeme – İçme Faslı:
Cebu bir metropol olduğu için yeme içme yelpazesi çok geniş ve her mutfaktan restorant bulabiliyorsunuz. Lokallerin yediği yerlerde yeme içme ucuz ama turistik yerlerde oldukça pahalı. Coron için dediklerimiz bizim için burada da geçerliydi ve oldukça pahalı olduğunu düşündüğümüz mekanların hiç birisine girmedik.
Ayala Mall’un en üst katında bir Foot Court var, bir akşam yemeğimizi orada yedik. Oldukça ucuzdu diyebiliriz.
Coron’da Cebu’ya yaklaşık 20 yıl önce gelmiş ve burada tek bir dönerci açıp sonra dönerci zincirine çevirmiş birisiyle tanıştık ve bizi Cebu’daki dürüm zinciri ‘Leylam’a davet ettiyse de, zamanımızı ayarlayıp gidemedik. Sonradan araştırdık ki, gerçekten çok meşhurmuş ve herkes Asya bölgesindeki en güzel döner yorumları yapmış. Biraz içimizde kaldı açıkçası, siz deneyebilirsiniz.
En sevdiğimiz kahveci ise Cafe Bo oldu. The Coffee Bean & Tea Leaf’i de çok sevdik. Coffee Prince, not alıp gidemediklerimizden.
Cyma Greek Taverna’yı Yunan restoranı denemek istediğimiz için özellikle not almıştık. Menüsünde bir kişilik ortalama bir yemeğin yaklaşık 16 – 18 Usd olduğunu görünce içeriye girmedik, giremedik! Filipinler’de asgari ücret 40 Usd…
İşte Cebu bizim için böyleydi. Şehir kısmı bir kaos, geri kalanı ise çok güzeldi. Cebu’yu da bitirdik ve ertesi gün Bohol için feribot biletimizi alıp yola çıktık.
Filipinlere hazırlık rehberi için tık tık.
Puerto Princesa gezi rehberi için tık tık.
El Nido gezi rehberi için tık tık.
Coron gezi rehberi icin tik tik.
Bohol gezi rehberi icin tik tik.
Biz Instagram’da ve Facebook’ta da varız ?
https://www.instagram.com/yoldabiblog/
https://www.facebook.com/yoldabiblog/
Sevgiler!
Oslob’da yapılan balina köpekbalığı ile yüzme etkinliği, turizmin karanlık yüzünün en güzel örneklerinden. Siz yüzmüşsünüz, methiyeler düzmüşsünüz, ama çocuklarımız bu canlıları yalnızca çekilen videolarda görebilir. Eğer yazınızı aşağıdaki sayfayı okuduktan sonra güncelleyebilirseniz çok mutlu olurum.
Hep dedikleri gibi, ‘Enjoy responsibly’…
https://www.nationalgeographic.com/animals/2018/08/whale-sharks-tourism-philippines-benefit-harm-news/