Close
Close

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

Eski Karakaya Köyü & Bodrum’da Gezmek İçin Güzel Bir Köy

Eski Karakaya Köyü & Bodrum’da Gezmek İçin Güzel Bir Köy

Eski Karakaya Köyü İle İlgili Bilgiler

Eski Karakaya Köyü Nerede?

Bodrum’da tatildesiniz ve Gümüşlük’e doğru yol alıyorsunuz. Amacınız, sahili gezmek, bir şeyler yiyip içmek. Dereköy’den sonra, Gümüşlük’e  birkaç kilometre kala, yolun sağ tarafında “Eski Karakaya Köyü” tabelasını görüyorsunuz. Geçerken yola şöyle bir bakıyorsunuz ve bir şey, sizi sağa dönen o gizemli yola çekiyor. Geri vitese alıp yola sapıyorsunuz. 

Peksimet dağına doğru, virajlı  ve pek de düzgün olmayan yolun sizi nereye götüreceğini merak ederken, dağın içine oyulmuş izlenimi veren taş evlerin silüeti yavaş yavaş belirmeye başlıyor ve ürperiyorsunuz. Ürpermekte haklısınız; çünkü silüet, size bir zaman tüneline girmek üzere olduğunuzu hissettiriyor.

Biraz daha yol alıp durmak zorunda kalıyorsunuz. Yol bitiyor. Geri dönmek gibi bir düşünceniz yoksa, yürüyerek devam etmek zorundasınız. Eski Karakaya köyüne arabayla girmek fiziken mümkün değil.

Köye girip biraz yürüdükten sonra frenk incirleri ve begonviller içinde, yarısı neredeyse yıkılmış taş evlerin gizemi, daracık sokaklar, derin bir sessizlik ve o sessizliği yırtan köpek havlamalarının yarattığı terk edilmişlik duygusuyla zaman tüneli sizi 800 yıl geriye götürüyor.

Köyün Tarihi ve Şimdiki Durumu

Evet, Eski Karakaya köyünün tarihi 800 yıl öncesine dayanıyor. 450 rakımlı bir tepede kurulmasının nedeninin, korsan saldırılarından korunmak olduğu söyleniyor. Muhtemelen doğru… Keskin virajlı yollardan tepeye tırmanırken, karşınıza böyle bir habitatın çıkabileceğine ihtimal bile vermiyorsunuz. Taa ki, köye yaklaşıp o gizemli silüeti görünceye kadar. Belli ki çok iyi kamufle edilmiş.

Biraz ürperti, biraz şaşkınlık ve çokça hayranlık duygusuyla köyü gezmeye başlıyorsunuz. Daracık sokaklarda yürüdükçe, anlıyorsunuz ki burası 60 haneli bir köy. Evler eski Bodrum ve Rum mimarisinin tipik özelliklerini yansıtıyor. 30 evin tamamı neredeyse yıkılmış. Kalanların bir kısmının restore edildiğini, bir kısmının da aslına uygun yeniden inşa edildiğini fark ediyorsunuz.  Evlerin kapılarına hayran olmamak mümkün değil. Kapıların zamana karşı verdiği bu muhteşem direnişi selamlamak geçiyor içinizden.

Köyü gezdikçe merakınız artıyor ve dayanamayıp telefona sarılıyorsunuz. Kısa bir araştırmadan sonra SİT alanı ilan edilmeden önce, evlerin bir kısmının satın alanlar tarafından restore edildiğini; SİT alanı ilan edilince restorasyona izin verilmediğini, bu işi sadece Bodrum belediyesinin üstlendiğini öğreniyorsunuz.  

Kış aylarında daha önce restore edilmiş sadece birkaç evde yaşam sürüyor. Diğer evlere yazın geliyorlar ve elbette yaz aylarında ziyaretçi sayısı da artıyor.

Köyün gizemi sizi öyle bir sarıyor ki, uzun bir süre dönüp arkanıza bakmayı akıl edemiyorsunuz. Baktığınız anda ise sizi sarmalayan şey sonsuzluk duygusu… Gümüşlük koyu, küçük adacıklar, sonsuz deniz, kuşbakışı ayaklarınızın altında. Hele bir de bir yerlerde batmakta olan güneşe denk gelmişseniz… 800 yıl öncesinden sonsuzluğa bakıyorsunuz adeta. Gerçekten büyüleyici…

Artık dönme zamanı… Aynı yoldan geri dönüp Gümüşlük’e ulaşıyorsunuz. Sahilde bir yere oturup içeceğinizin gelmesini beklerken, bir gün içinde 800 yıl öncesinden sonsuzluğa, sonra da bugüne düşmüş gibi hissediyorsunuz.

Ve ister istemez, Angelopulos’un o kült filmini anımsıyor ve mırıldanıyorsunuz:

Eternity and A Day

Bodrum’da gezilecek güzel yerler ve Bodrum gezi rehberini de buraya bırakalım 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close