Rodos Gezi Rehberi
Rodos’ta Gezilecek Yerler ve Rodos’un En Güzel Plajları
Haziran ayında şöyle sıcak havalara doğru gidelim, gideceğimiz yer sadece deniz tatili de olmasın, şöyle güzel güzel sokakları olsun, akşamları da sokakta hayat olsun, yemekleri güzel olsun, midemiz bayram etsin derken Rodos’un tüm bu şartları mükemmel bir şekilde sağladığına ikna olduk ve soluğu Rodos’ta aldık! Ee haliyle, dönüşte bir ‘Rodos Gezilecek Yerler’ ve ‘Rodos Gezi Yazısı’ yazmak da şart oldu.
Yunanistan’a ilk defa 4 sene önce (o zamanlar bu blog portakalda vitamin bile değil) Selanik’e gitmiştik, hatta birlikte yaptığımız ilk geziydi. Belki o zaman sadece 15 günlük sevgili olduğumuz için, belki de Selanik gerçekten çok güzel olduğu için o geziyi hiç unutmadık. Daha sonra çok ülke gezdik ama hep tekrar tekrar Yunanistan’a gitmek istedik. Bir şekilde bu yaza kadar denk gelmedi. Bundan sonra emin olabilirsiniz ki bu blog yılda en az bir kez Yunan’da!
Rodos’a bayıldık. Tek kelimeyle bayıldık. İnsanının sıcakkanlılığı, Rodos’un eski şehir merkezinin güzelliği, sahilleri, beyaz şehir Lindos’u, tavernaları, her şeyiyle bayıldık. Hatta gezi boyunca sürekli ‘iyi ki tekrar Yunan’a gelmişiz’ dedik.
Rodos’un tarihi geçmişi oldukça karışık, elden ele dolaşmış desek yeridir. Özellikle eski şehir kısmını gezerken bunu daha çok hissediyorsunuz. Bir yanda Süleymaniye Camii, bir yanda Yunan Arkeoloji Müzesi. Bir yanda Şövalyalar Sokağı, bir yanda Yunan Tavernaları derken bir bakıyorsunuz her taraf tarih.
Rodos Ortaçağ’da şövalyelerin eline geçmiş, Rodos’u Rodos yapan kaleleri yapanlar da onlar. Rodos eski şehirdeki ‘Büyük Üstadlar Sarayı’ da onların zamanından kalma. 1500’lerde Kanuni Rodos’u şövalyelerden alıyor ve ada bir 400 yıl da Osmanlı’nın egemenliğinde kalıyor. Rodos’ta en çok herkesin bir iz bırakmış olmasını sevdik, bir de Lindos’un beyaz sokaklarını.
Yunan adaları ucuz mu? En çok bu soruyla karşılaştığımız için konuya buradan girmek istedik. Yunan adalarında fiyatlar döviz kurundan dolayı artık ucuz değil, fakat ortalama Avrupa şehirlerinden bir tık daha ucuz. Üzülerek bildiriyoruz ki artık yiyoruz içiyoruz sadece 50 TL ödüyoruz gibi bir durum kalmamış. Önerdiğimiz her şeyin fiyatını da yazmaya çalışacağız.
Rodos’a ne zaman ve nasıl gidilir? Rodos’un en güzel zamanları
Rodos’a ne zaman gidilir derseniz, aslında konu bir Yunan adası olunca en keyifli zamanı belli; ılık ve sıcak zamanlar. Özellikle Mayıs sonu – Haziran başı ve Eylül ayı bizce en keyifli zamanlar. Hem henüz kalabalıklar basmamış, oteller dolmamış oluyor hem de havalar, Rodos’un tadını çıkartmak için tamam kararında oluyor. Biz Haziran ortasında gittik ve çok ideal bir zamanlamaydı. Ada ne çok kalabalıktı ne de çok sıcak.
Rodos’ta kış zamanı da ayrı bir havası olabilir ama bazı mekanlar kışın kapatıyor olabilir. O yüzden Rodos’a kış ayı için plan yaptıysanız bunu kontrol etmekte fayda var.
Şimdi gelelim Rodos’a nasıl gidilir ve Rodos’a ulaşım kısmına;
Rodos’a Nasıl Gidilir? Rodos’a Ulaşım
Rodos’a ulaşım kolay çünkü Rodos’a Marmaris, Bodrum ve Fethiye’den feribot kalkıyor. Marmaris’ten 1 saat, Bodrum’dan 2 buçuk saat, Fethiye’den de 1 buçuk saat sürüyor.
Rodos’a feribot biletlerinin ücreti şehire göre değişkenlik gösterse de genelde tek yön 40 Euro civarı. Yalnız feribot biletlerini gerçekten de önceden almakta fayda var çünkü yaz zamanı tükeniveriyor. Halkımızın Yunan adası aşkı gördüğünüz gibi hala baki!
Biz Münih’ten Aegean Airlines’la Atina aktarmalı gittik. Dönüşte ise feribotla Marmaris’e döndük. Feribot biletlerini kişi başı 40 Euro’ya Feribotlines’tan aldık. İsterseniz Yeşil Marmaris şirketinin kendi sitesinden de alabilirsiniz.
Bizim Almanya’da oturma iznimiz olduğu için vize almamıza gerek kalmadı fakat geçerli Schengen vizeniz yoksa Rodos’a kapıda vize uygulamasıyla vize alarak da gidebiliyorsunuz.
Bizce burada kapı vizesi ile girilebilen Yunan adaları hangileri küçük bir bilgi verebiliriz;
Rodos, Sakız Adası, Kos Adası, Simi, Midilli ve Meis’e kapıda vize uygulamasıyla vize alarak girilebiliyor. Diğer Yunan adalarına şu anlık bu vize türüyle gitmek mümkün değil.
Yunanistan’a Kapıda Giriş Vizesi’nin kapsamı nedir?
Yunanistan’a kapıda giriş vizesi programıyla verilen vize Schengen değil, o yüzden sadece bu saydığımız 6 adet Yunan adasında geçiyor ve maksimum 7 gecelik veriliyor.
Yunanistan’a Kapıda Giriş Vizesi nasıl alınır?
Aslında basit. Şöyle ki; gözünüze bir kapıda giriş vizesi acentası kestiriyorsunuz (Google’da kolayca bulunabiliyor), evraklarınızı Yunanistan’a gitmeden yaklaşık 7 – 10 gün önce teslim ediyorsunuz ve 7 gün geçerli vizeniz gezinizden önce elinize geçiyor bu kadar! Tabii vize ücreti yine 60 Euro. Onu ödemekten kurtuluş yok!
En elzem ihtiyaç olan Rodos’a girme kısmı tamam! Şimdi gezme kısmı kaldı.
Rodos’ta Araç Kiralama
Rodos’ta ada içi ulaşım için biz risk almadık ve adanın çevresini gezeceğimiz 2 gün için araba kiraladık. 2 günlük araba kirasına sigorta dahil 60 Euro verdik, toplamda 32 Euroluk da benzin harcamışız. Arabayı hep rentalcars.com sitesinden kiralıyoruz, genelde en ucuz seçenekleri bu site çıkartıyor ve güvenli. Bir de Rodos’ta hiç otopark ücreti ödemedik, mutlaka gideceğiniz yerde arabayı park edebileceğiniz ücretsiz yerler oluyor. Yalnız eski şehir bölgesine araba ile girmek yasak ve cezası büyük. Arabayı surların dışına park etmeniz gerekiyor.
Araba kiralamayı düşünmüyorsanız da sorun değil çünkü çoğu yere otobüsler gidiyor. Otobüsler Mandraki Limanı’nın yakınlarında bir yerden kalkıyor. Rodos eski şehirden Lindos’a veya gitmek istediğiniz tüm sahillere kişi başı maksimum 5 Euro vererek otobüsle de gidebilirsiniz. Otobüs saatlerine dikkat ettiğiniz ve dönüşte son otobüsü kaçırmadığınız sürece tabii(!)
Bu arada Lindos’a Mandraki Limanı’ndan kalkan teknelerle de ulaşabiliyorsunuz. Şu linkten detaylı bir şekilde inceleyebilirsiniz.
Rodos’ta Konaklama – Rodos’ta nerede kalınır ve kaç gün kalmalı?
Rodos’ta adanın bir ucundan diğerine gitmek yaklaşık 2 saat sürüyor. O yüzden sadece Rodos town (Rodos eski şehir)’de kalsanız bile adada görmek istediğiniz yerlere günübirlik gitmeniz mümkün. Biz de Rodos eski şehir bölgesinde konakladık ve adada görmek istediğimiz yerleri gün içinde gezip akşam tekrar Rodos town’a döndük.
Gitmeden önce acaba iki gece Rodos eski şehirde konaklasak, kalan bir gecemizde de Lindos’da mı konaklasak diye düşündük ama dürüst olmak gerekirse bir gece için otel değiştirmek istemedik.
Eğer bizden daha tez canlı çıkarsanız bir gece Lindos’ta da konaklayabilirsiniz, yok üşenirim derseniz bizim gibi sadece eski şehirde de konaklayabilirsiniz.
Bizce en güzeli eski şehir (old town) merkezinde kalmak. Rodos’un yeni şehir bölgesinde de konaklama seçenekleri çok ama biz yeni şehir bölgesini pek sevemedik. Yine de uygun konaklama bulursanız değerlendirebilirsiniz. Bir de bu iki bölgeye de 3-4 km uzaklıkta bir ‘5 yıldızlı oteller’ bölgesi var. Burayı ise çok önermiyoruz çünkü bu oteller bölgesinde genelde sadece deniz tatili yapmaya gelenler kalıyor ve çevresinde hiçbir şey yok.
Bizim otelimiz minik bir aile işletmesi olan ‘Casa de la Sera’ydı. Yerinden ve işletme sahiplerinden çok memnun kaldık. Gönül rahatlığıyla önerebiliriz.
3 gecelik kahvaltı dahil toplam 170 Euro ödemişiz.
Eski şehir merkezinde bir tık daha lüks fakat kalitesine göre uygun bir yer isterseniz Rodi‘yi düşünebilirsiniz. Bize çok fazla önerilmişti ve çok çabuk dolduğu için yer varsa şanslısınız!
Bir de balayı çiftiyseniz Elasuya‘ya bakabilirsiniz. Oldukça romantik duruyordu bizden söylemesi!
Eğer Airbnb’de konaklamak isterseniz de şöyle bir link bırakalım. Bu linkle Airbnb’ye üye olursanız ilk konaklamanızda geçerli 130 lira gibi bir kredi kazanıyorsunuz ve Airbnb kullanmaya devam ettikçe, Airbnb sizi daha çok sevmeye başlayıp bir anda hesabınıza süpriz krediler yükleyebiliyor.
Rodos’ta kaç gün kalmalı
Rodos’ta kaç gün kalmalı sorusuna gelince; biz 3 gün kaldık, son gün de akşamüstü döndüğümüzü hesaplarsak 3,5 gün geçirmiş olduk ve bize tam yetti. Eğer 1-2 gün fazladan olsun, bana sahillerde tek gün yetmez derseniz 1-2 gün daha ekleyebilirsiniz. Sadece 2 gününüz varsa da yoğun bir programla adanın görülmeye değer çoğu yerini görebilirsiniz.
Rodos Eski Şehir(Old Town)’de Gezilecek Yerler
Gezinin başından beri ‘Rodos eski şehir’ kısmı deyip duruyoruz, bu bahsettiğiniz bölgeyi açın biraz derseniz, Rodos’un antik, Ortaçağ’dan kalma ve surlarla çevrili kısmı diyebiliriz! Yeterince övmediniz biraz daha övün derseniz, Unesco Dünya Kültür Mirası listesine göre en iyi korunmuş Ortaçağ şehirlerinden olduğunu da ekleyelim.
Evet eski şehir gerçekten çok güzel. Surlarla kaplı bir Ortaçağ şehrine kötü diyenin dilini muhtemelen eşek arısı falan sokuyordur lakin yalan yok, o kadar çok ıvır zıvır satan dükkan ve tezgahla dolmuş taşmış ki, bir tık fazla turistik olmuş. Ara sokakları ise hala çok güzel.
Biz eski şehrin sokaklarında gezerken, Hipokrat Meydanı denilen ana meydandan yürümemeye dikkat ettik. Yolda turist yakalamayıp tavernalarına sokmaya çalışan dayılardan kurtulup ara sokaklara girmeyi başarırsanız her şey bir anda daha güzel oluyor. Denendi onaylandı!
Eski şehrin en ünlü sokağı Şövaleler Sokağı (Street of the Knights). Sabah erken saatte kimseler yokken gezerseniz çok seveceğinize eminiz! Sokağın sonunda da şövalyeler zamanından kalma meşhur ‘Büyük Üstadlar Sarayı’ var. İlginiz varsa sarayın içindeki ‘Arkeoloji Müzesi’ne girebilirsiniz. Biz pas geçtik söylemesi ayıp.
Rodos’da çok sayı da camii de var, hatta adı ‘Süleymaniye Camii’ olan bir camii bile var. Kimin yaptırdığını tahmin etmek zor olmasa gerek, bizim Kanuni’nin işi tabii ki.
Eski şehirde gezdiğimiz yerler böyleydi. Rodos eski şehirde gezilecek yerler aşağı yukarı böyle. Yeni şehir kısmı ise şehirleşmiş ve mağaza dolu, açıkçası hiç ilgimizi çekmedi. Bir akşamı burada çok önerilen bir iki yerel tavernayı denemek için geçirdik o kadar. Rodos’ta gezilecek o kadar çok güzel yer var ki, siz de yeni şehirde zaman harcamak istemeyebilirsiniz. Örneğin; Lindos!
Lindos Gezi Rehberi: Lindos’ta gezilecek yerler
Lindos, beyaza boyanmış daracık sokaklarıyla oldukça şirin bir Rodos köyü. Buraya Rodos’un Santorini’si diyen de var ama bizce beyazlığı dışında hiçbir şeyi Santorini’ye benzemiyor. Lindos ilk görüşte şıp diye sevilen yerlerden!
Rodos eski şehirle Lindos arası arabayla 1 saat sürüyor. Bu yol üzerinde uğrayabileceğiniz plajlara birazdan ayrıca değineceğiz. Kendileri özel bir ilgili hakediyor.
Lindos’ta gezilecek yerlerden bahsedersek; Lindos’un sokaklarında yeterince turladıktan sonra isterseniz tepedeki Akropolis’e yürüyebilirsiniz. Lindos Akropolis’un manzarası inanılmazdı yalnız tarihi kalıntılar kısmı biraz darma duman olmuş durumda. Manzarası için gidilebilir ama giriş kişi başı 12 Euro, biraz pahalı. Bunu söylememiz lazım.
Bir de Akropolis’e eşekle çıkanlar var. Zaten daracık sokaklar ve küçücük bir köy. Eşeğe gerek olmadığı bal gibi ortada. Böyle bir eşekliğe gerek yok bizce.
Lindos’un bir tane ana plajı, bir tane de daha küçük ama cook daha güzel gözüken Saint Paul’s plajı (St. Paul’s Bay) var. Plaj ayrıntıları yazının son kısmında.
Rodos’a gitmeden önce Rodos’ta günbatımı için Monolithos Kalesi’nin önerildiğini okumuştuk. Lindos’tan sonra günü burada batırmaya karar verdik. Yol Lindos’tan yaklaşık 2 saat sürüyor, adanın tam olarak öteki tarafına geçiyorsunuz. Lindos Akropolis için söylediğimiz burası için de geçerli. 15. yüzyıldan kalmış bu kalenin manzarası gerçekten çok güzel ama kalenin yerinde yeller esiyor desek yeridir. Gün batımlarına özel ilgisi olanlar yine de çok sevecektir.
Buradan dönerken yol kenarında ev yapımı şarap ve zeytinyağı yapan küçük çadırlar var. Biz buradan kendimize kırmızı şarap aldık.
Gelelim Rodos’ta sevmediğimiz iki yere; Kelebekler Vadisi (Valley of Butterflies) ve 7 Springs.
Kelebekler Vadisi
Kelebekler Vadisi adı üzerinde kelebeklerle dolu bir vadi ve yürüyüş yolu. Buraya otobüslerle de çok kolay gelebiliyorsunuz. Girişi kişi başı 5 Euro. Yalnız o kadar turistik olmuş ki kelebekleri ağaçların diplerinde bulabileceğiniz alanda kelebekten çok insan var. Bize burası bastı ve fazla kalamadan çıktık. Daha da turistik ve daha da az seveceğimiz bir yere gideceğizi bilmeden tabii!
7 Springs
Kelebekler Vadisi’ne 15 km uzaklıktaki 7 Springs ‘dağ manzaralı bir dağ lokantası’ olarak geçiyor. Belki böyle bir beklentiyle gitmesek ve burayı yoldan geçerken görsek dururduk ama manzaranın da ortamında bir özelliği yok ve bizim gibi ‘duyup gelenler’ yüzünden çook kalabalık. Yakınlarında ufak bir şelale bir de minik bir tünel var. İkisinden de etkilenmedik. Gördüğünüz gibi Yolda bi Blog burayı sevmedi. Buraya harcadığımız zamanı sahilde ya da tavernada harcamayı tercih ederdik. Sahil demişken;
Rodos’un En Güzel Plajları
Önce güzel haber, Rodos’ta sahillere giriş ücreti yok. Çoğu sahilin kenarında bir işletme var ve işletme sizden sadece şezlong + şemsiye ücreti alıyor. Ücret de kişi başı 5 -8 Euro arası değişiyor.
Rodos’ta az zamanınız varsa ve Rodos eski şehir merkezine yakın bir plaj arıyorsanız, önerimiz ‘Elli Beach’. Burada bir de şezlonga ek olarak isterseniz şişme yatak kiralayabiliyorsunuz. Biz sonraki plajları daha çok merak etmiştik, o yüzden buraya yüzmedik. Yine de denizin oldukça güzel gözüktüğünü söyleyebiliriz. Çocukla da rahat gelinebilir çünkü kum sahil.
Elli Beach’in biraz ilerisinde bir de Kalithea Beach varmış ama biz oraya gitmedik. Bu iki sahil şehir merkezine çok yakın olduğu için öğleden sonra kalabalık oluyor, sabah erkenden gidip yer kapmakta fayda var.
Anhtony Quinn’s Bay ve Ladiko Beach Rodos merkezine 15 km uzaklıkta iki adet çok çok güzel sahil. Birinden diğerine yürüyerek gidebiliyorsunuz. O yüzden merak ediyorsanız aynı gün içinde ikisine de gidebilirsiniz.
Anthony Quinn’s Bay’ın manzarası daha güzel ama sahilin kendisi kayalık. Biz denize girmek ve güneşlenmek için Ladiko Beach’ı seçtik çünkü bizce kum plaj her zaman kayalık plajı yener. 🙂 Şezlong + şemsiye’ye kişi başı 5 Euro vererek dünyaya 2-3 saat mola verdik. Denizi oldukça güzeldi. Öğle yemeğimizi de buradaki işletmede yedik, fiyatları normal.
Lindos Beach
Lindos Beach, Lindos’un iki plajından büyük olanı. Lindos’la iç içe geçmiş olduğu için kolaylıkla burada bir sahil molası verebilirsiniz. Bir girmedik ama kumlu plajı oldukça güzel gözüküyordu. En güzelini ise sona bıraktık!
Bizim için Rodos sahilleri deyince aklımızda kalan tek bir görüntü var, orası da Saint Paul’s Bay’a ait! Burası Rodos girişindeki güzeller güzeli koy. Kayalarla çevrili ama sahili kum ve tertemiz. Özellikle sabah erken saatlerde henüz kalabalıklaşmadan girseniz denizi muhteşem! Rodos’ta tek bir sahil hakkımız olsa hiç düşünmeden burayı kullanırdık.
Sahiller de tamamsa gezinin en önemli kısmına geçebiliriz, tabii ki de yeme içme!
Rodos Yeme İçme Rehberi
Rodos’ta Yeme – İçme Önerileri / Rodos’ta nerede yenir?
Bir konu galiba herkes için net, Yunanistan gezisinin hatırı sayılır bir kısmını yeme – içme kısmı oluşturuyor. Gezinin vazgeçilmez bir parçası da diyebiliriz. Hiçbir ülke mutfağı bizi Yunan mutfağı kadar mutlu etmiyor.
Bir de tabii tavernalar. Taverna deyince aklımıza hep güzel Yunan ev yemekleri, salaş bir mekan ve içten muhabbet sohbet geliyor, hangi tavernaya giderseniz gidin bu saydıklarımız taverna olmanın doğasında var. Yaşasın tavernalar!
Bu Yunan gezisinde de epey yemiş olduk, gezdiğimiz yerlerden çok tavernaları hatırlamamız bundan olsa gerek. Yunanlıların ‘mousakka’sını, ‘caciki’sini, ‘dolmaki’sini, ‘cizbiz köfte’sini ve bebek kalamarını denemeden dönenlere küsüyoruz, bunu zaten söylemiştik….
Kelari Meze Bar
Rodos’ta açık ara favorimiz burası oldu! 2 gece üst üste geldik ve son zamanlarda geçirdiğimiz en güzel 2 geceyi geçirdik. Burası eski şehirde ara sokakların birinde kendi halinde bir meze var. Cumartesi günleri canlı müzik de oluyor. Mezelerine ve Greek Salat’ına bayıldık. İşletmecisinin samimiyetine ayrı bayıldık. Rodos’tan ayrılırken buraya 3. kez gelemeyeceğimize biraz üzülmüş olabiliriz! İki kişi 4 değişik meze + Greek salat + yarım litre ev yapımı şarap + yarım litre uzoya 30 Euro ödemişiz.
Thomas’s Taverna
İkinci en sevdiğimiz yer yeni şehir bölgesindeki Thomas’s Taverna oldu. Yeni şehir bölgesinde tamamen tavernalara ayrılmış bir bölge var, zaten bu bölgede taverna dışında bir şey yok, taverna şart!
Taverna TAMAM
Yalnız bazı tavernalar tamamen turiste yönelik ve bu yüzden de hem kalabalık hem pahalı. Bu tavernalardan en popüler olanı Taverna TAMAM. Önünden geçerken bekleyen turist sırasını görüp girmekten anında vazgeçtik. Tam yanınındaki Thomas’s Taverna gözümüze çok daha mütevazi, çok daha güzel gözüktü. Hem fiyatları uygun hem de bu işi 30 küsür yıldır yapan Selanikli Thomas herkesle teker teker kendisi ilgileniyor (Yunanın esnafı da böyle oluyor herhalde).
Koukos
Bu bölgedeki popüler tavernalardan diğeri Koukos. Ortamı gerçekten çok güzel ama fiyatları bize biraz pahalı geldi. Bizim gibi turist görünce kaçmak zorunda hissetmiyorsanız deneyebilirsiniz.
Taverna Kostas
Taverna Kostas eski şehir bölgesinde gezinirken tesadüfen bulduğumuz ve çok sevdiğimiz bir başka mekan oldu. Böyle kendi halinde mekanları nedense çok seviyoruz.
To Steno
Merkezden biraz uzaklaşırsanız ‘To Steno’ isimli bir aile işletmesi var, burada da mezeleri aşırı sevdik. Menüden seçmekte zaten zorlanmazsınız; Dolmaki, sarmaki, cacıki diye gidiyor)
Todo Bien
Son gecemizde (Rodos’tan ayrılacak olmanın bunalımıyla) Küba kokteylleriyle ünlü Todo Bien’e gittik. Tam ‘taverna kesmezse’ gidilecek cinsten bir mekanmış. Fiyatları da oldukça uygundu ve gece 4’e kadar açık. İşletenleri de oldukça tatlı insanlardı.
Lindos’ta öğle yemeğimizi Village Café’de yedik. Fena değildi ama belki siz çok önerilen Mavrikos’u da deneyebilirsiniz. Village Café’de iki kişi için 30 Euro ödemişiz, biraz pahalı gibi geldi. Lindos manzaralı öğle yemeği isterseniz oyumuz Lindos sahili tepesindeki ‘Giorgos 2 Food’a. Lindos’un bir diğer meşhur tavernası da ‘Nefeli’ymiş. Çatlamak üzere olduğumuz için burayı es geçtik, bizi affetsin!
Lindos’tan Rodos’a dönerken methini çok duyduğumuz Taverna Grande Blue’ya gitmek istedik ama yolumuza uymadı, burası biraz içimizde kaldı. Yine de gelene bakınca ‘ama iyi yemişiz’ diyoruz.
Bizde döner neyse Yunanlılarda da ‘pita gyros’ o! Tek farkı lavaşın biraz daha kalın olması. Rodos’ta karşınıza sürekli ‘gyroscu’ çıkacak. Pratik ve ucuz olduğu için biz öğle yemeklerinde gyros yemeyi çok sevdik.
Yunanlıların frappe ve freddo cappuccino içme çılgınlığı nedense Rodos’u sarmamış. Yine de kendi çapımızda biz bu geleneği devam ettirdik ve günde en az 3 adet frappemizi içtik. Lindos’taki Captain’s House Bar’ın frappesini çok beğendik. Ortamını en sevdiğimiz kahveci ise açık ara eski şehrin girişindeki ‘İl Borgo’ oldu. İl Borgo kalp biz….
Az kalsın dondurmayı unutuyorduk! Porca Vacca’da da dondurma yedik, en önerilen dondurmacı burasıydı. Biz bir özelliğini göremedik ama olsun, normal dondurmacı. 🙂
Bir de dönerken kendinize Mastika likörü alırsanız tamamdır, yeme içme işi tamam!
Rodos bizim için bol bol yediğimiz, sohbet ettiğimiz, Yunanistan’a bir kez daha aşık olduğumuz, her sene en az bir kere yeni bir Yunan adası söz verdiğimiz, eğlendiğimiz ve her şeyden önemlisi çok ama çok mutlu olduğumuz bir gezi oldu.
Sizin için de öyle olmasını diliyoruz.
Güzel seyahatler, Yunan’a sevgilerimizi iletin!
Instagram’da varız ve bekleriz.