Malta Gezi Rehberi ve Malta Gezilecek Yerler!
Malta Gezi Rehberi. Biraz doğu mimarisi, doğu kültürü, biraz Orta Akdeniz’in sıcaklığı, biraz İtalyanca, biraz Arapça ve bol salaşlık birleşince Malta oluyor, ve bu güzel bir kokteyl olmalı deyip Ağustos’ta soluğu Malta’da aldık! 🙂
Bu blogu yazmaya başladığımız ilk günden beri gezdiğimiz yerler konusunda hep içten olmaya çalıştık. Malta konusunda da öyle olacağız. Büyük beklentilerle gittiğimiz Malta gezimiz, uzun zaman sonra beklentilerimizin altında kalan ilk gezimiz oldu. Yine de bu Malta’nın gezilecek çok güzel yerleri, güzel restoranları olduğunu ve bir yer daha keşfettiğimiz için mutlu olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor tabii!
Biraz niye Malta’nın bizim beklentilerimizin altında kaldığına değinirsek şöyle diyebiliriz; bizim Malta’dan istediğimiz kumlu sakin plajlar, merkezi bir yerde konaklayıp akşam sakince etrafta dolaşmak, ve dolaşırken beğendiğimiz yerde durup akşam yemeğimizi yemek-idi. Malta’nın vadettiği ise hareketli bir gece hayatı, bol kalabalık, konserler, merkezi yerlerde otel bulma zorluğu ve bol miktarda kokteyl barmış. Yani aslında biz Malta için yanlışmışız!
Malta gezi planını yapmış olanlar ise hiç moral bozmasın; artısıyla eksisiyle her şeyi anlatacağız!
Malta Gezi Rehberi yazımızda;Malta nerede, Malta’da ulaşım, Malta’da araba kiralama, Malta gezi rotası nasıl planlanır, Malta’da konaklama, Malta’ya ne zaman gitmeli, Malta’da yeme içme, Malta’da gezilecek şehirler, Malta’da Gezilecek Yerler ve Malta gezi bütçesi’ni sırayla teker teker anlatacağız. Kemerleri bağladıysak başlayalım!
Malta Nerede?
Malta, Sicilya’nın 90 km güneyinde, Tunus‘un doğusunda ve Libya‘nın kuzeyindedir ve bu yüzden de tarih boyunca çok kez el değiştirmiştir.
Aslında bir de Malta üç büyük ada ve etrafındaki adacıklardan oluşur; Malta, Gozo ve Comino, ve etrafındaki minik adacıklar.
El değiştirme demişken kısaca değinelim. Malta tarihte Fenikeliler, Kartacılılar, Romalılar ve Bizans İmparatorlukları, Araplar, Napolyon ve en son İngilizler tarafından fethedilmiş. 1964 yılında ise bağımsızlığını ilan etmiş.
Minik adadaki bu kültürel çeşitlilik işte tam da buradan geliyor.
Malta’ya Ne Zaman Gitmeli? Malta’nın En Güzel Zamanları
Malta bulunduğu coğrafya sebebiyle oldukça sıcak bir iklimi var. Sezon Nisan gibi başlıyor diyebiliriz. Kış ayları ılık, yaz zamanı ise bir o kadar sıcak! Eğer 40’a dayanan hava bizim için sorun değil derseniz (biz dedik) Temmuz ve Ağustos aylarında gidip en hareketli zamanını yakalayabilirsiniz.
Mayıs, Haziran ve Eylül ayları ise, hem deniz sezonun açık, hem de havanın biraz daha normal seyrettiği aylar olduğu için iyi bir tercih olabilir diye düşünüyoruz.
Kış ayları ise, deniz tatili için gelmeyenler, daha çok Valletta, Mdina gibi kasabaları gezmek isteyenler ya da dil okulu için gelenler için oldukça uygun olacaktır.
Malta’da Ulaşım – Malta’da Araba Kiralamak
Malta’yı Gezerken Araba Kiralamak Şart mı?
Malta, aslında ufak denilecek bir ada olmasına rağmen (bir ucundan diğer ucu arabayla 1,5 saat), gezi listenizde olacak çok sayıda kasabadan, kıyıda köşede saklı kalmış koylardan oluşuyor. Hatta arabalı feribotla geçebileceğiniz bir adet Gozo adası bile var! Bir şehirden diğerine otobüsle geçmek mümkün, fakat bahsedeceğimiz bazı bölgelere toplu taşıma gitmeyebiliyor. Bu sebeple, bize sorarsanız Malta ‘araba kiralarsanız iyi olur’ bir bölge!
Malta’da Araba Kullanmak Zor mu?
Tabii unutmadan Malta’da direksiyon sağda, yani araba soldan akıyor. Bu konuda da araba kiralarken kendinize biraz güvenmeniz gerekecek. Biz üç ay önce İskoçya’da aynı şekilde kullandığımız için kolayca alıştık. Yine de kendimizi (ya da arabayı) güvenceye almak için tam sigorta yaptırdık. Yine ufak bir hatırlatma; benzincilerde sadece nakit para geçiyor.
Biz arabamızı, geziye bir ay kala kiraladık ve günlük 40 Euro ödedik. Eğer sigorta yaptırmak isterseniz günlük 15 Euro da o tutuyor. Araç kiralama için Booking.com’un araç kiralama platformunu önerebiliriz. Gideceğiniz şehirdeki neredeyse bütün araç kiralama acentalarını kapsıyor ve fiyatı onlardan daha uygun oluyor. Bir de Booking.com hesabınızla tuttuğunuz için çoğu zaman ek indirim de yapıyor.
Burada bir diğer dikkat etmeniz gereken, Malta’nın genel Avrupa ortalamasına göre aşırı dikkatsiz ve trafik kurallarına uymadan araba kullanıyor olması. Düşünün bunu İstanbul’da 25 yıl yaşamış biz söylüyoruz…öyle bir çılgınlık…
Malta’da Taksi
Araba kiralamadıysanız da otobüs ve zorda kaldığınız yerlerde Malta’nın Über’i olan ‘eCabs’ uygulamasını kullanabilirsiniz. Malta’da toplu taşıma için şu sitede toplu taşıma detaylarını bulabilirsiniz.
Malta’da ulaşım da tamamsa, gelelim konaklama kısmına! Malta’da Konaklama.
Malta Gezi Rehberi: Malta’da Konaklama
Malta’da konaklama konusunda da dürüst olacağız. Bizi Malta’da en çok üzen konulardan birisi konaklama oldu çünkü istediğimiz otellerde ya yer kalmamıştı, ya da çok pahalıydı! Sonuç olarak 4 gecede 3 farklı otelde kaldık (mecburen) ve otellere hep ederinden fazla ödedik. Bu yüzden Malta’da konaklama ile ilgili ilk önerimiz biletinizi aldığınız anda konaklamayı da ayarlamanız olacak.
Malta’da Konaklama ile ilgili ikinci önerimiz; eğer araba kiralama seçeneğiniz yoksa Valletta, Mdina ya da Sliema gibi merkezlerde konaklamanız. Böylece sabah güne başlarken toplu taşımayla istediğiniz yere gidebilirsiniz.
Malta’da Konaklama ve Otel Önerilerimiz
Gelelim otel önerilerimize. Valletta’da bize çok önerilen ve yer bulamadığımız için kalamadığımız iki otel Osborne Hotel (linki burada) ve Casa Lapira (linki burada) oldu. Yer varsa hemen tutabilirsiniz çünkü genelde olmuyor! Sonradan Zekka Studio‘ya da (linki burada) bakmıştık ama yer kalmamıştı.
Yer varsa Grand Harbour Hotel‘e de bakabilirsiniz. Yeri cidden aşırı iyi.
Valletta dışında hem uygun hem merkezi konaklama isterseniz, adres Sliema‘daki oteller. Hotel 1926 hem merkezi hem de Valletta’daki otellere göre fiyatı daha uygun (gecelik 50 Euro civarı). Palazzo Violetta da (linki burada) aynı şekilde.
Son önerimiz ise Tarxien bölgesindeki The Burrow Guest House (linki burada) olacak.
Tüm bu oteller bize Malta’ya gitmeden önce önerilen otellerdi ve maalesef bir ilk olarak hiçbirinde yer bulamadık! Kendi kaldığımız yerleri ise bir tanesi hariç beğenmedik, o yüzden önermeyeceğiz. Beğendiğimiz yer ise fiyat / performans ve lokasyon olarak oldukça iyi olan ‘La Margherite by Villa del Porto‘ oldu. Geceliğine 50 Euro ödemişiz. Linkini şuraya bırakıyoruz.
Bir de eğer Booking.com üzerinden rezervasyon yapacaksanız, şu link üzerinden yapıp, konakladığınızda 15 Euro geri alabilirsiniz 🙂
Malta Gezi Rotası Nasıl Planlanır? Malta Kaç Günde Gezilir?
Malta gezi rehberi yazımızın en önemli noktası galiba bu! Malta biletlerimizi aldıktan sonra rotamızı belirlemeye çalışırken, açıkçası epey bir kararsız kaldık çünkü kimi bloglar 2 gün yeter derken, kimileri en az 1 hafta gerek diyordu. Malta’ya daha önce gitmiş 2 arkadaşımız ise 3 gün çok ideal dedi, çünkü Malta’ya gitmiş ve hiç beğenmemişlerdi. 😀
Sonuç olarak biz Malta’da 4 gün kaldık ve içimiz rahat ‘yetti’ diyebiliriz. Hatta gidip de beğenmediğimiz yerler oldu, onlara gitmesek 3 gün bile yetermiş. Siz de deniz tatili için gelmiyorsanız ve zamanınız kısıtlıysa, 3 gün rahatça yeter diyebiliriz. Bu dediklerimize katılmayan, ve Malta 3 günde gezilmez diyenler tabii olacaktır, alınmaca bozulmaca yok..:)
Malta 3 adadan oluşuyor demiştik. Biz 2 günü Malta‘da, yarım günü Comino‘da (Blue Lagoon burada), 1 günü de Gozo‘da geçirdik. Bunların arasında ‘gitmeseymişiz de olur’ dediğimiz yer Gozo oldu. Detaylarına geleceğiz.
Hatta hemen gelelim!
Malta Gezi Rehberi – Malta’da Gezilecek Yerler
Malta’da Gezilecek En Güzel Şehirler ve Sahiller
Geldik Malta Gezi Rehberi’nin Malta’da gezilecek yerler kısmına…O zaman Valletta’dan başlayalım.
Valletta
Malta’da en sevdiğimiz yerlerden birisi Valletta oldu!
Valletta, Malta’nın başkenti. 16. yüzyılda, Osmanlı kuşatmasından hemen sonra St. John Şövalyeleri tarafından inşa edilmiş. Çevresi surlarla kaplı şehirlere zaafımız olduğunu hep söylüyoruz. Valletta da tam olarak böyle! Bir de binaları sarımsı renkte bir Malta taşı ile yapılmış, böyle olunca şehirde her şey bir bütünlük içinde duruyor.
Valletta’da yapılacak en güzel şey sokak sokak gezip fotoğraf çekmek. Gözünüze kestirdiğiniz yerde kahve molası vermek, ve tekrar sokaklara dönmek. Biz tam olarak böyle yaptık! 🙂 Valletta’nın ana meydanları John’s Meydanı, Republic Meydanı ve St. George’s Meydanı. Fakat bize sorarsanız ara sokakları daha güzel! Biz sabah 7 gibi Valletta’da olduk ve ayrıldığımızda öğlen 3’tü. Eğer sakinken gezmek isterseniz 9:30’a kadar sokakta çok nadir insan görüyorsunuz. Maltalılar anladığımıza göre güne o kadar da erken başlamıyor! 🙂
Valletta’da ‘görseniz iyi olur’ yapılar ise St. John Katedrali, Grand Master’s Palace (Büyük Ustanın Sarayı) ve Our Lady of Victory Kilisesi.
Burada ‘bahsetmezsek öleceğiz’ şey, Valletta’da ‘Game of Thrones‘ sahnelerinin de çekildiği ‘Upper Baraka Gardens‘. Ayrıca burası Malta’ya tepeden bakmak için en doğru adres! Bizim burada rahatsız olduğumuz şey, her yerde fayton olması oldu. Yıl olmuş neredeyse 2020, insanlar hala faytona biniyor…
Dönerken de, Malta’nın en eski kahvecilerinden ‘Caffe Cordina’da kahve molası verirseniz bu iş tamamdır. Bir sonraki durağınıza geçebilirsiniz. 🙂
Malta’da ayarlamak isteyebileceğiniz tüm turlar ve aktiviteler için (Blue Lagoon turu gibi) şuraya Get Your Guide linkini bırakıyoruz. Uzun süredir yeni bir şehre gidiyorsak ve bir aktivite ayarlayacaksak Get Your Guide’dan tutuyoruz. Turların puanlarını ve yorumlarını görebildiğimiz için seçtiğimiz aktivitelerden hep çok memnun kalıyoruz. Bir de fiyat/performans olarak da buradan tutmak daha uyguna geliyor.
Marsaxlokk
Valletta’dan sonraki durağımız Marsaxlokk oldu. Burası turistik bir balıkçı kasabası ve ‘Güney Liman’ anlamına geliyor. Aynı zamanda Fenikelilerin gelip ticaret yapmaya başladığı yer olduğu için Malta tarihi açısından da çok önemliymiş. Çok minik bir kasaba olduğu için 1-2 saatte gezebilirsiniz.
Amma velakin biz burayı sevmedik! 🙂 Niye sevmedik, çünkü çok turistik ve deniz kenarındaki restoranlar da fiyatlarını ona göre ayarlamış. Pazar günü balıkçı tezgahları kuruluyormuş fakat bizim kadın tarafı balık yemiyor, ve kokusuna da dayanamıyor. O yüzden Pazar günü gitseydik, bizim için daha ilginç olmak yerine daha dayanılmaz olacaktı.
Ayrıca buradan bir St. Peter’s Pool‘a çok sayıda tekne kalkıyor. Fakat bize sorarsanız tekne turuna takılmak yerine otobüsle, taksiyle gidebilir, ya da sürüyebilirsiniz. Arabanız varsa zaten buradan St. Peter’s Pool arabayla 5 dakika.
St. Peter’s Pool
St. Peter’s Pool, Marsaxlokk’a 2 km uzaklıkta bir koy. Burasının bu kadar popüler olmasının sebebi, koyun kenarında oluşan akvaryum havuz. O yüzden de normal yüzmeye gelenlerden çok, akvaryuma atlamaya gelenler var.
Biz Malta’ya gelmeden 2 hafta önce bir Puglia gezisi yapmış ve Puglia koylarındaki akvaryumlara adeta bayılmıştık. Açıkçası St Peter’s Pool‘a gelirken de beklentimiz çok yüksekti. Yalnız gerek suyun kirliliği, gerek genel olarak buraya gelen kitle, bizde hayal kırıklığı yarattı. Şöyle söyleyelim; gelenlerin yüzde 25’i iç çamaşırla (baya baya donla) giriyordu ve etrafınızda insanlar çat çut donla suya atlarken bir geriliyorsunuz. Suyun kirliliği zaten başka konu. Burası bizim için sınıfta kaldı. Öneremeyeceğiiz…
Mdina – Sessiz Şehir
Marsaxlokk ve St. Peter’s Pool’dan sonra, bize ilaç gibi gelen, Malta’da açık ara en sevdiğimiz yer olan Mdina‘ya geldik! 🙂 Fenikeliler tarafından kurulan Mdina, UNESCO Dünya Mirası Listesi‘nde yer alıyor. Malta’da tek bir yer görme şansımız olsa burayı seçerdik!
Mdina, yerleşimi M.Ö700’lere dayanan, etrafı yüksek surlarla çevrili bir Orta Çağ şehri! Burası nam-ı değer ‘Sessiz Şehir’, yani ‘Silent City‘. Mdina’ya (bu arada İmdina diye okunuyor) dendiğini, şehrin meşhur kapısından girdiğiniz anda anlıyorsunuz. O kadar sessiz ve o kadar güzel ki..! Şehirde yaşayan yaklaşık 300 kişinin (evet o kadar az) minik araçları hariç araç girmesi de yasak. Umarız hep böyle kalır.
Mdina’da yapılacak en güzel şey, hiçbir şey yapmadan sadece ara sokaklarda gezmek. Yapı olarak en sevdiğimiz şey ise ‘Saint John’s Katedrali‘ oldu. Açıkçası içine girmedik çünkü Mdina’nın sokakları çok daha cezbedici geldi. Akşam konaklamayı Mdina’ya yapacaksanız gece yürüyüş turlarına katılabilirsiniz.
Mdina’da iki adet yeme içme önerimiz var. İlki, manzaralı bahçesine bayıldığımız Fontanella Tea Garden. İkincisi ise akşam yemeği için ‘The Medina Restaurant‘. Medina Restaurant Malta ortalamasına göre biraz pahalı, ve rezervasyon gerekiyor. Yani tam bir ‘fine-dine’. Fakat yemekleri harika ve verdiğiniz ücrete de kesinlikle değiyor.
Mdina’ya kadar gelmişken, Mdina’nın surları dışında kalan bölgeyi, yani Rabat’ı da gezebilirsiniz. Mdina ne kadar sessizse, Rabat bir o kadar sesli!
Malta Gezi Rehberi – Popeye Village
Malta’da bir sevdiğimiz durağa daha geldik! Popeye Village, 1980’de, Robin Williams’ın başrolünde olduğu Popeye Müzikali için inşa edilmiş. Sonra çekimler tamamlanınca Malta buraya sahip çıkıp, masal köyü üze ve eğlence merkezi yapmış.
Girişi kişi başı 17 Euro civarı. Hatta biletleri de gitmeden online şu siteden alabiliyorsunuz. Bize 17 Euro, herhangi bir yere girmek için biraz pahalı geldiği için, bir de manzara noktasından denizi kirli gözüktüğü için girmedik. Fakat günbatımı manzarası, manzara noktasından mükemmeldi. Hem de bedava!
Buraya kadar gelmişken, denize molası vermek isterseniz Malta’nın nadir kum plajlarından Mellieha Bay‘a uğrayabilirsiniz. Yalnız tabii şemsiye ve şezlong isterseniz, etraftaki tesislerden faydalanmanız gerekiyor, onlar da şemsiye + şezlong için ortalama 15-20 Euro isteyecektir. Burada genel olarak Malta’nın sahilleri ile ilgili bir yorum yaparsak, bizi hiç açmadı diyebiliriz. Hem açık deniz olduğu için çok dalgalı olması, hem de kum yerine taşlık olması ve şezlongların pahalı olması sebebiyle, Malta bizim aklımızda deniz tatili olarak kalmayacak, o şekilde bir beklentiyle gitmemekte fayda var.
Kalkara ve Birgu bölgeleri ise kafamızı dinlemek istediğimizde kaçtığımız liman bölgeleri oldu. Gezerken yorulduğunuzu hissederseniz buralarda mola verebilirsiniz.
Malta’da bizim çok zaman ayırmadığımız, fakat özellikle aşırı hareketli bir gece hayatı olan bir de St. Julian var. Özellikle Paceville hareketli bir gece geçirmek isterseniz doğru adres diyebiliriz. 🙂
Bir de macera sevenler için Coral Lagoon‘u önereceğiz! 🙂 Buraya gitmek için Armier Bay‘dan kano kiralayıp yaklaşık yarım saat kanoyla kıyıdan ilerlemeniz gerekiyor. Fakat sizi oldukça popüler olan St. Peter’s Pool’dan çok çok daha güzel bir akvaryum karşılıyor!
Geldik Blue Lagoon kısmına, yani Comino adasına!
Malta Gezi Rehberi – Comino ve Blue Lagoon
Comino Adası ve Blue Lagoon Malta Gezilecek Yerler
Blue Lagoon, Malta’ya gitmeden önce sürekli fotoğraflarına baktığımız, masmavi kristal bir suyu olan minicik bir koy! Blue Lagoon‘a gitmek içinse tekneyle Comino adasına geçmeniz gerekiyor.
Comino adasına gitmek için Cirkewwa veya Marfa iskelesinden tekneye binmeniz gerekiyor ve tekne yolculuğu 10 dakika sürüyor. İnternette bu teknelerin saatleri yazsa da biz gidince gördük ki saatine göre çalışmıyor. İlk tekne 8buçuk’ta başlıyor ve akşam 7’ya kadar 5 dakikada bir tekne kalkıyor. Kişi başı gidiş dönüş fiyatı yaklaşık 13 Euro. Bir de sürat teknesi olduğu için adeta yol boyunca uçuyorsunuz! Buna hazırlıklı olmakta fayda var!
Önemli Not: Blue Lagoon’a Erken Gitmelisiniz 🙂
Biz Blue Lagoon’a 8:40 gibi vardık ve bizi gerçekten de aynı o fotoğraflardaki gibi muhtemeşem bir koy bekliyordu. Sakin, sessiz, sıcacık. Sonra günün yarısını burada geçirmek istediğimize karar verip iki şezlong + 1 şemsiye kiraladık. Çünkü Blue Lagoon çevresinde kum alan çok az, ve kayalıklar da acıtıyor, üzerine havlu serip yatmak çok mümkün değil. İlk şoku burada iki şezlong + bir şemsiyeye 25 Euro vererek yaşadık diyebiliriz.. 🙂 Sonradan insanlar gelmeye başladıkça farkettik ki, insanlar bu şezlong parasından ve kalabalıktan kurtulmak için, Blue Lagoon’un karşısındaki minicik ada Cominotta‘ya yüzüp orada güneşleniyor. En azından orada her şey bedava.:D
Bir de unutmadan, Blue Lagoon’un çevresinde yiyecek-içecek alabileceğiniz büfeler var fakat pahalı. O yüzden yanınızda abur cuburunuzu kendiniz getirirseniz çok iyi olur.
Neyse, biz Blue Lagoon’a vardıktan ve 9:30’a kadar sessizliğin tadını çıkarttıktan sonra, tekne üzerine tekne gelmeye devam etti ve saatler 10’u gösterdiğinde korkunç bir kalabalık olmuştu. Hatta deniz bile aşırı kalabalık oldu, çünkü buraya aynı zamanda tur tekneleri de yanaşıyor. Böylece, insanların denizde üst üste yüzmeye başlamasıyla bizim için Blue Lagoon’da keyif faslı bitmiş oldu ve 12 gibi tekneye atlayıp geri döndük.
Duyduğumuza göre Comino adasının arka tarafında bir adet daha koy varmış ve oraya Comino’dan kalkan shuttlelarla gidebiliyormuşsunuz. Belki Comino’ya tekrar yolumuz düşse öyle yapabiliriz.
İşte Blue Lagoon da böyleydi…geldik Gozo adası kısmına!
Malta Gezi Rehberi – Gozo
Gozo Adası Gezi Rehberi ve Gozo Adası Gezilecek Yerler
Malta’nın en büyük ikinci adası olan Gozo‘da sıra!
Burası arabalı feribotla geçip yarım gününüzü ayırabileceğiniz bir ada. Cirkewwa Limanı‘ndan yarım saatte bir arabalı feribot kalkıyor ve adayı gezmenin en kolay yolu bu diyebiliriz. Malta’da toplu taşıma genel olarak fena olmasa da Gozo’yu arabasız gezmek, özellikle Azure Window‘a gitmek biraz zor olabilir diye düşünüyoruz.
Gozo için arabalı feribot saatlerine şu linkten bakabilisiniz. Ücret dönüşte ödeniyor, o yüzden giderken direkt feribota binince şaşırmayın. Biz kaçak mı bindik diye bir an panik olduk. Feribot ücreti işe araç + 1 şöför 15.75, ve her ek yolcu 4.65 Euro. Feribot yaklaşık 30 dakika sürüyor.
Gozo’da bizim en çok görmek istediğimiz yer Azure Window. Belki Azure Window’u Game of Thrones‘da Khaalesi ve Khal Drogo’nun düğününden hatırlarsınız. Gelin görün ki, Azure Window’un kendisi yaklaşık 3 sene önce fırtınadan dolayı yıkılmış ve sadece çerçevesi kalmış… 🙁 Buna biraz üzülsek de, Malta gezimizin en güzel detayı olan ve ‘Blue Hole‘ adı verilen akvaryuma bayıldık! 🙂 Burasının bize süprizi bu oldu.
Gozo Adası Gezilecek Yerler
Azure Window dışında Gozo’da gezebileceğiniz yerler şöyle;
- Gozo’nun başkenti olan Victoria ve şehrin içindeki Citadel var. Fakat doğrusunu söylemek gerekirse biz Victoria’dan hiç hoşlanmadık.
- Onun dışında Ramla Bay isimli kırmızı kumlu bir plajı var, fakat denizi çok dalgalı olduğu için sahile kadar gidip sonradan girmemeye karar verdik.
- Bir de adanın ünlü kanyonu ‘Wied II Ghasri‘ye gidebilirsiniz. Biz burasının da suyu bulanık olduğu için burada da yüzmedik.
Yani anlayacağınız, Gozo adası cidden bizim beklentilerimizi karşılamadı ve 8 gibi geldiğimiz adadan, öğlen 1 gibi yine arabalı feribotla döndük. Böylece Malta’da gezmeyi planladığımız yerleri bitirmiş olduk.
Belki Malta’ya sadece iki günlüğüne gelsek, Gozo’ya hiç gitmesek her şey daha güzel olabilirdi.. 🙂
Malta Gezi Rehberi: Malta Gezi Bütçesi
Malta genel olarak Avrupa ortalamasına göre ucuz bir ülke diyebiliriz. Fakat turistik aktiviteler ve yaz zamanı konaklama ücretleri pahalıymış. O yüzden beklediğimiz kadar uygun bir gezi olmadı bizim için. Size referans olması açısından gezi masraflarımızı yazarsak;
4 gece kaldık ve otellere toplam 300 Euro ödedik.
Arabayı günlük 40 Euro’ya kiraladık ve toplam 120 Euro ödedik. Son gece havaalanına bırakıp, ertesi sabah uçağa binmek için tekrar havaalanına döndük. Toplamda 30 Euro da taksi tuttu. Bir de 35 Euroluk da benzin harcamışız.
Bunun dışında günde her şey dahil iki kişi dört günde toplam 400 Euro harcamışız.
Her şey toplam 885 Euro ediyor.
Malta’ya giderken beklentilerinizi doğru ayarlamak çok önemli. Örneğin bir Avrupa ülkesi standartı beklememek gerekiyor, çünkü standartlar daha çok gelişmiş bir Afrika ülkesi standartında. Yahut kum plajlar, aşırı iyi bir hizmet kalitesi gibi şeyler de beklememek gerekiyor. Eğer, tarihi bir ada göreceğim, ve yeni yerler görmek beni hep mutlu etmiştir diye düşünürseniz, Malta’yı sevmeniz çok daha olası! 🙂
Alternatif bir rota ararsanız sizi Puglia yazımıza alabiliriz.
Herkese bol eğlenceler dileriz! 🙂
Instagram ve Youtube’da da varız! gelirseniz seviniriz 🙂
Sevgiyle!