Edinburgh Gezi Rehberi ve Edinburgh Gezilecek Yerler
Edinburgh gezi rehberi geldi! 🙂 Devasa çimenlik alanlar, inekler keçiler, gayda sesi eşliğinde konuşan sıcakkanlı insanlar ve durmak bilmeyen bir yağmur, bir de Harry Potter’ın doğduğu topraklar, işte İskoçya bizim için tam olarak böyle bir hayaldi! Yüzyılların vazgeçiremediği bağımsızlık arzusu ile ne ilham dolu bir ülke olmalıydı! Son 5 senemizi İskoçya’yı merak ederek geçirdikten sonra artık daha fazla bekleyemedik ve Mayıs sonu – Haziran başı 2019 için İskoçya biletlerimizi aldık!
Edinburgh’ta 3,5 gün, İskoçya’nın Kuzeyinde de 2,5 gün geçirdikten sonra Edinburgh ile ilgili düşüncelerimiz net, biz bu küçük ve neşeli şehri çok sevdik! Her köşesi bir pub, her sokağı ise ayrı güzeldi. Ayrıca o kadar hareketli bir şehir ki, mutluluk bulaşıcıdır dedikleri bu olsa gerek, size de şehrin enerjisi geçiyor. Ayrı enerjiyle Edinburgh’u anlatmaya geldik!
Edinburgh Gezi Rehberi
Edinburgh gezi rehberi yazımızda Edinburgh’a nasıl gidilir, Edinburgh’ta ulaşım, Edinburgh gezilecek yerler, Edinburgh Konaklama, Edinburgh kaç günde gezilir, Edinburgh’a ne zaman gidilir ve Edinburgh’ta yeme içme’den detaylıca bahsettik. Buyrun Edinburgh Gezi Rehberimiz ve 3,5 günde Edinburgh’ta nereleri gezdiğimize! ☺
Edinburgh’a Ulaşım ve İngiltere Vizesi
Edinburgh’a İstanbul’dan yaklaşık 4 saatlik bir uçuşla ulaşılabiliyor ve THY’nin direkt uçuşu bulunuyor. THY’den daha ucuz bir alternative arasanız KLM ve British Airways’in aktarmalı uçuşlarına bakabilirsiniz.
Londra’dan Edinburgh’a Nasıl Gidilir?
Diğer bir alternatif ise Edinburgh’u Londra gezisiyle birleştirmek ve Edinburgh’a Londra’dan trenle ya da ucuz uçak bileti bulup geçmek. Edinburgh Londra arası trenle yaklaşık 4 saat sürüyor. Ryanair veya Easyjet ile ise 20 Euro’ya uçak bileti bulmak mümkün.
İskoçya’ya giderken İngiltere vizeniz olması gerekiyor. Bir de ülke girişinde sorulacak sorulara hazırlıklı olmak. Bize Edinburgh’ta gezeceğimiz yerlerden kalacağımız otele kadar her şeyi sordular ve biraz itici sorulardı. İnsanın böyle anlarda ‘alacaksan al hadi uzatma’ diyesi geliyor..:)
Neyse, neyse ki Edinburgh’a ulaştıktan sonrası kolay!
Edinburgh’ta Ulaşım
Edinburgh’un en kolay yanlarından birisi bu olsa gerek, gerçekten şehri gezerken toplu taşıma kullanmanıza gerek yok! Edinburgh’da Gezilecek yerler birbirine yakın ve sokaklarında yürümek çok keyifli. Havaalanı da şehre çok yakın ve otobüsle ‘fırt’ diye şehirde olabiliyorsunuz.
Edinburgh’ta Havaalanından Şehir Merkezine Ulaşım
Edinburgh Havaalanı’ndan şehir merkezine sürekli ‘Airlink’ ve ‘Skylink’ isimli iki farklı otobüs gidip geliyor ve Airlink’e binerseniz 20 dakikada şehir merkezinde oluyorsunuz. Tek yön 4,5 pound, çift yön 7,5. ‘Skylink’ olan biraz daha dolandığı için daha uzun sürüyormuş fakat daha ucuzmuş. Tam detaylara sitesinden bakabiliyorsunuz. ()
Bir de Uber Edinburgh’ta çok gelişmiş ve diğer Avrupa şehirlerine göre daha ucuz. Biz gelişte Edinburgh’a gece gec saatte indik ve daha fazla zaman kaybetmemek için Uber’e bindik. Şehir merkezindeki otelimize kadar 17 Pound tuttu. Onun dışında bir kez da aşırı yağmur yağdığı için bindik ve şehrin bir ucundan diğerine 5 Pound civarı ödemişiz. Edinburgh’ta metro yok fakat zorda kalırsanız şehir içi otobüslere de binebilirsiniz.
İskoçya gezi planı yazımızda İskoçya’da araba kiralama ve sağda direksiyon olayından detaylıca bahsettik, link burada! ☺
Araç kiralama için Booking.com’un araç kiralama platformunu önerebiliriz. Gideceğiniz şehirdeki neredeyse bütün araç kiralama acentalarını kapsıyor ve fiyatı onlardan daha uygun oluyor. Bir de Booking.com hesabınızla tuttuğunuz için çoğu zaman ek indirim de yapıyor.
Edinburgh’a ne zaman gidilir ve Edinburgh kaç günde gezilir?
Edinburgh deyince gözümüzden kalpler fırlasa da bizi çıldırtan tek bir şeyi oldu, yağmur! O yüzden Edinburgh’u ne zaman planlarsanız planlayın yağmura hazır olmak gerekiyor. Haziran ayı olmasına rağmen yağmur bir saniye bile durmadı ve öğrendik ki, kışın dahi Mayıs – Haziran ayındaki kadar yağmur yağmıyormuş. O yüzden yanımızda götürdüğümüz güzel kıyafetler, yerini yanımızda götürdüğümüz tek pantolon ve yağmurluğa bıraktı. Aynı sebeple İskoçya’nın kuzeyini gezerken hala ‘kara kış’ olan havaya hazırlıklı gelmediğimiz için istediğimiz birkaç tırmanışı yapamadık. Bu da bize ders oldu, o yüzden hemen buraya yazmak istedik. ☺
Edinburgh’un En Güzel Zamanları
Bunun dışında Temmuz ve Ağustos aylarında hava ideal (yine yağmurlu olsa da) fakat konaklama fiyatlarının bu aylarda yüksek olacağını ve Ağustos ayında Edinburgh’un şehirdeki festivaller sebebiyle oldukça kalabalık olacağını planlamakta fayda var. Kış zamanı ise Mart’a kadar hava 3-5 derece arası seyrediyor. Dememiz o ki; bizce Edinburgh için ideal gezi zamanı yaz ve bahar ayları fakat havaya hazırlıklı gelmek şart.
Eğer geziniz kış zamanına denk geliyorsa da doğru kıyafet her şeyi çözer ilkesiyle gezmeye devam. ☺
Edinburg Kaç Günde Gezilir?
Edinburgh kaç günde gezilir kısmına gelirsek; bizce Edinburgh görece küçük bir şehir ve turistik yerleri gezmek 1,5 günden fazla sürmez. Fakaat; Edinburgh turistik yerlerden çok daha fazlası ve esas güzelliği şehrin enerjisini de katıp biraz keyif yapmak. Sokakların tanıdık hale gelmesi ve en sevdiğiniz pub’a ikinci kez gitmek örneğin. O yüzden ayırabiliyorsanız 3–3,5 gün çok güzel olur. Daha kısa zamanınız varsa üzülmemek, daha çok varsa da maksimum keyif almak gerek, sonuçta burası eğlenmeyi cook seven insanların şehri! ☺
Edinburgh Konaklama
Edinburgh ufak bir şehir demiştik, o yüzden konaklamayı da şehir merkezine yakın bir yerden yaparsanız tamamdır bu iş! ☺ Yalnız yoğun bir dönemde gidiyorsanız, gideceğiniz tarih belli olduğu anda oteli de tutmanızı öneririz, çünkü biz gittiğimiz dönemde oteller yüzde 99 doluluk gösteriyordu ve oteli son dakikaya bıraktığımız için ne yapacağımızı şaşırdık. Sonra son dakika Stay City Apartments’ı bulduk ve hayatımızı kurtardı! Eğer yer bulabilirseniz Edinburgh’ta konaklama için Stay City’i iç rahatlığıyla tavsiye edebiliriz. Linki hemen şuraya bıraktık.
Onun dışında Edinburgh’ta konaklama için bize önerilen iki yer; Cityroomz Edinburgh linki burada ve KM Central olmuştu. Onun da linki burada.
Eğer bu ikisinde yer bulabilirseniz, diyeceğimiz o ki koşun! ☺ İkisi de fiyat – performans olarak çok iyi diyebiliriz.
Bir tık daha uygun olsun, merkezi olsun fakat ortak banyolu olsa da olur diyorsanız önerimiz Edinburgh Central Rooms (link burada)
Ve Budget Backpackers, Hostel önerimiz de Haystack olacak.
Konaklama işini de bu şekilde çözdüysek, artık Edinburgh Gezilecek Yerler kısmına geçin dediğinizi duyar gibiyiz, hemen geliyor! ☺
Edinburgh Gezi Rehberi – Edinburgh Gezilecek Yerler
Edinburgh gezilecek yerler diye internette aratırsanız karşınıza kiliseler, şapaller ve katedrallerden oluşan uzun bir liste çıkıyor. Biz gezimizi biraz daha sokak sokak gezmeli ve yeni yerler deneme odaklı yaptığımız için kendimize göre bir öncelik sıralamasıyla anlatacağız, öncelik sokakların! ☺
Dean Village
Edinburgh’un şehir merkezine yürüyerek 10-15 dakika mesafedeki Dean Village, Leith Nehri kenarında mini minnacık bir köy. Burada siz hayran hayran gezinirken İskoçlar sabah koşusuna ya da köpeklerini gezdirmeye çıkmış oluyorlar. Yerel halkı da burada görmek ve köyde herhangi bir kahveci, restaurant gibi oturacak bir yer olmaması köyün aşırı turistik olmasını engellemiş. O yüzden geliyor, geziyor ve geri dönüyorsunuz. Bir de bol bol fotoğraf şart.
Circus Lane
Burası Edinburgh’ta en sevdiğimiz sokak oldu. Dean Village’dan yürüyerek 15 dakikada ulaşabiliyorsunuz ve hepi topu minicik bir sokak. Fakat bizim hayalimizdeki Edinburgh sokaklarına o kadar çok benziyordu ki gitmesek görmesek olmazdı. Dead Village’dan sonra Circus Lane’e yürüyüp sokağın başındaki kahvecilerde kahve molası verebilirsiniz.
Victoria Street (Victoria Caddesi)
Harry Potter-severler için ‘Diagon Alley’ tanıdık gelecektir. İşte J.K. Rowling zihninde ‘Diagon Alley’ gibi bir büyücü alışveriş caddesi tasarlarken Edinburgh’taki ‘Victoria Street’ten esinlenmiş! Gerçekten de rengarenk dükkanlarıyla tam bir büyücü alışveriş caddesi. Zaten buradaki mağazaların vitrinlerine biraz bakarsanız göreceksiniz ki yarısı Harry Potter ile ilgili.. ☺
Buradan Royal Mile’a yani Kraliyet Yolu’na doğru yürüyebilirsiniz. Edinburgh’un tarihi kalbi burada atıyor.
Royal Mile (Kraliyet Yolu)
Royal Mile, Edinburgh Kalesi’nden başlayıp Hollyrood House Palace’a kadar uzanan yaklaşık 2 kmlik şehrin en turistik caddesi. Ve tahmin edeceğiniz üzere ceketinizi atsanız tarihi bina! ☺ Binalar ve sokaklar birbirine dar merdivenlerle bağlanıyor ve tabii ki çeşit çeşit müzeler, restoranlar, mağazalar da var. Bir ucunda Edinburg Kalesi, diğer ucunda da İskoç Parlementosu olan Kraliyet Yolu’nda gezebileceğiniz belli başlı yapılar şöyle;
Edinburgh Kalesi (Edinburgh Castle)
Edinburgh Kalesi tabii ki de şehrin simgelerinden ve yılda yaklaşık 1 Milyon kişi tarafından ziyaret ediliyor. Kalenin bulunduğu tepeye ‘Castle Rock’ deniyor ve Victoria Street’den 5 dakikalık bir yürüyüşle ulaşabiliyorsunuz. Kalenin içine girmeyecek olsanız bile en azından asma köprüden geçerek bahçesine ulaşıp şehir manzarasını izleyebilirsiniz.
Royal Mile’da devam edip biraz ilerleyince karşınıza ‘St Giles Katedrali’ çıkıyor. 14. Yüzyılda inşa edilmiş oldukça ihtişamlı bir kilise. Biz dışından fotoğraflayıp yolumuza devam ettik. Royal Mile’deki son durağımız ise İngiliz Kraliyet Ailesi’nin İskoçya’daki sarayı olan Holyrood Sarayı oldu. Her ne kadar saray Kraliyet Ailesi’ne ait olsa da haftanın her günü 9:00 ile akşam 18:30 arası ziyaret edilebiliyor. Biz bahçesine kadar bakıp çıktık ve yola Edinburgh’ta en sevdiğimiz noktalardan olan Arthur’s Seat ile devam ettik!
Arthur’s Seat
Arthur’s Seat, sönmüş bir yanardağ zirvesinde ve deniz seviyesinden 251 metre yükseklikte yer alan geniş ve manzaralı bir tepe. Dunsapie Loch gölünün oradan dümdüz çıkabileceğiniz gibi, maceracı trekkingci Avrupalıları takip edip diğer yollardan da çıkabilirsiniz. ☺ İyi bir tırmanışla yaklaşık 40 dakikada çıkılıyor ve çıktıkça genişleyen manzaranızın ödülü olarak zirvede Edinburgh ayaklarınızın altında oluyor!
Bizim gibi ruhunuzda keçilik varsa ve gittiğiniz şehirlerde tepelere tırmanmayı seviyorsanız Arthur’s Seat’i çok seversiniz. Tırmanmayı sevmiyorsanız ama yine de Edinburgh manzarası olsun istiyorsanız da çaresi var; Calton Hill!
Calton Hill
UNESCO Miras Dünya Listesi’nde bulunan Calton Hill (yani Calton Tepesi), Edinburgh’un en meşhur caddelerinden birisi olan Princess Street’in sonunda bulunuyor. Caddeden devam ederek dik merdivenleri tırmanıyorsunuz ve karşınızda yine bir Edinburgh manzarası! Bunun yanında tepede bir de ‘Atina Akrapolu’ ve iki adet gözlemevi bulunuyor.
Gittiğinizde göreceksiniz ki, burası sadece turistlere hitap eden bir yer değil ve lokal halk da çoluk çocuk buraya gelip çimlere yayılıyor, ve çoluk çocuk herkes çok mutlu. Calton Hill’de işiniz bitince buradan Princess Street’e inebilirsiniz. Biz böyle kalabalık alışveriş caddelerine pek gelemiyoruz. O yüzden size hemen en sevdiğimiz iki bölgeyi önerelim!
Cowgate Street (Cowgate Caddesi) ve Grassmarket
Royal Mile’e parallel uzanan bu sokak bizim Edinburgh’ta en sevdiğimiz bölgelerden oldu diyebiliriz. Açıkçası sebebi belli; ucuz publar, ucuz yemek seçenekleri ve eğlenceli insanlar! ☺ Hatta ünlü Trainspotting filminin bazı sahneleri burada çekilmiş. Bir yerlerden gözünüz ısırırsa oradan olabilir! Sonra sokağın sonundaki köprüyü geçip biraz yürüyorsunuz ve bir diğer güzel Edinburgh bölgesi olan ‘Grassmarket’e çıkıyorsunuz.
Grassmarket Ortaçağ’da büyükbaş hayvan pazarıymış ve zamanında halka açık idamlar burada gerçekleştirilirmiş. Şu an kafeler, publar, kahvaltıcılar ve kahveciler dolu. Ayrıca sokaktaki binalar mükemmel! Gerçi biz tam ‘bu akşam Grassmarket’te takılacağız dediğimiz akşam şehirde cinayet oldu ve tüm mekanlar kapandı ama olsun, galiba yüz yılda bir kez cinayet oluyor o da bize denk geldi. ☺
Edinburgh’ta gezdiğimiz yerler genel olarak böyleydi. Listeye aldığımız İskoçya Ulusal Müzesi ve Edinburgh Botanik Parkı’nı ise özellikle gezmedik, zamanımızı denemek istediğimiz kahvecilerde ve publarda geçirmek daha tatlı geldi, itiraf edelim.
Edinburgh’ta ayarlamak istediğiniz tüm turlar ve aktiviteler için şuraya Get Your Guide’ın Edinburgh linkini bırakıyoruz. Uzun süredir yeni bir şehre gidiyorsak ve bir aktivite ayarlayacaksak Get Your Guide’dan tutuyoruz. Turların puanlarını ve yorumlarını görebildiğimiz için seçtiğimiz aktivitelerden hep çok memnun kalıyoruz. Bir de fiyat/performans olarak da buradan tutmak daha uyguna geliyor.
Peki Edinburgh’ta neler yedik neler içtik sıra o fasla geldi, bizim için gezinin en güzel kısmına yani!
Edinburgh Gezi Rehberi – Edinburgh Yeme İçme
Edinburgh yeme içme konusunda gerçekten kendisini aşmış bir şehir ve insanı yemeye (ve içmeye) teşvik ediyor. Biz de kalbimizin götürdüğü yere giderek kendi mekan deneme rekorumuzu kırmış olduk. ☺ En sevdiklerimiz şöyle;)
The Elephant’s House:
Aslında buraya ‘en sevdiğimiz’ diyemeyiz fakat bize yaşattığı nostaljinin uğruna ilk önce burayı yazmak istedik! Burası J.K. Rowling’in parasız olduğu dönemlerde oturup Harry Potter’ı yazdığı kafe. İçeri girdiğiniz andan itibaren içeride J.K. Rowling’in HP’yi yazarkenki fotoğraflarını ve tuvalette de Harry Potter replikleri görüyorsunuz. Evet çok turistik ama çok özel! ☺ Ayrıca tatlıları güzel, fiyatları da normal. Kesinlikle gitmeye değer.
The Coffee Mill Café:
Edinburgh’a kadar gelmişken tam bir ‘Scottish Breakfast’ yapmak isterseniz bu mekanı rahatlıkla önerebiliriz. Dışarıdan biraz salaş gözüküyor fakat kahvaltısı çok lezzetli ve ortalama mekanlara göre oldukça uygun fiyatlı.
Scottish kahvaltının British kahvaltıdan tek farkı, Scottish versiyonunda ek olarak ufak bir parça ‘harris’ olması. Harris kuzu etinden yapılan ve içine sakatat katılan bir köfte. Biz kuzu eti yemediğimiz için tadına bakmadık fakat pek iç açıcı durmuyordu. ☺ Scottish Breakfast için kişi başı 9 Pound ödemişiz.
Diğer bir kahvaltı favorimiz de ‘The Edinburgh Larder’ oldu. Burada sadece İskoç kahvaltısı değil, krepler, yumurtalı kahvaltılar ve değişik sandviçler de deneyebilirsiniz. Ayrıca kahveleri çok güzel.
Gelelim kahvecilere; malum Edinburgh bu konuda da çok iyi! Bizim öneri üzerine gidip de bayıldığımız iki kahveci Brew Lab Coffee’ ve ‘The Milkman’ oldu. Bunların dışında göreceksiniz ki gezdiğiniz sokaklar kahvecilerle dolu ve tüm kahveciler keşfedilmeye cook açık.
The Hanging Bat:
Burası en sevdiğimiz publardan oldu diyebiliriz. Çeşit çeşit biraları ve İskoç usulü ‘pub yemekleri’ var. Bir geceyi burada rahatlıkla geçirebilirsiniz (ya da başlatabilirsiniz). Yemeklerinden bizim favorimiz Mac & Cheese oldu.
Captain’s Bar ve Brass Monkey de sevdiğimiz iki diğer pub oldu. Bunların arasında en ucuzu Brass Monkey’di ve ucuza viski denemek isterseniz address Brass Monkey!
El Cartel:
Her gittiğimiz şehirde mutlaka bir Meksika restoranı deniyoruz. El Cartel’in yemeklerine ve baharatlı kokteyllerine bayıldık! Eğer listenize bir adet Meksikan mekan koyacaksınız burası olsun! ☺
Eğer daha fast food tarzı bir Meksikan mekanı olsun isterseniz şehrin çeşitli yerlerindeki ‘Bonnie Burrito’yu deneyebilirsiniz.
The Devil’s Advocate:
Edinburgh’ta bizim bayıldığımız yokuşlu bir sokakta, bahçesi de olan oldukça şık bir bar. Fiyatlar ortalamanın bir tık üstünde ve belli bir saatten sonra oldukça kalabalıklaşıyor fakat bir bira ya da kokteyl için uğrayabilirsiniz.
Arcade Bar & Whisky House:
Edinburgh demişken tabii ki aklınızda viski denemek vardır. ☺ Eğer tam İskoç usulü bir yemek yemek ve viski denemek isterseniz Arcade Bar’ı deneyebilirsiniz. Fakat rezervasyon şart. Bir de neredeyse tüm yemeklerin içinde ya da ortasında bir miktar ‘harris’ var. O yüzden sakatatla aranız iyi değilse baştan uyaralım. Sizin için en doğru yer olmayabilir.
Tempting Tattie:
Bizdeki kumpirin bir versiyonu da İskoçlarda var ve genelde turistler için en uygun doyma seçeneklerinden birisi bu. ‘The Baked Potatoe’ olarak geçen bu kumpirimsiyi bu mekanda deneyip iki kişi toplamda 15 Pound’a içecek dahil doyabilirsiniz. Yalnız dikkat her koyulan malzeme için ekstra para alınıyor, bizdeki gibi ‘abi karışık olsun’ mantığı yok. Yine de çok lezzetli.
Edinburgh işte bizim için böyleydi; bol yürüyüşlü, bol eğlenceli ve bol yağmurlu! İskoçların neşesi üzerinizden eksik olmasın!
Edinburgh gezi rehberi ve Edinburgh gezilecek yerler rehberimiz şimdilik bitti! Sırada İskoçya’nın güzel doğası var 🙂
1 comment