Havana Gezi Rehberi ve Havana’da Gezilecek Yerler
Küba’ya giderken ne gibi hazırlıklar yaptığımızı, ne zaman ve nasıl gidilmelisini, şehirlerarası nasıl seyahat ettiğimizi ve nelere dikkat ettiğimizi Küba’ya Hazırlık Rehberi’mizde ayrıntılı bir şekilde yazdık. O yüzden burayı okumadan önce buraya göz atmanızı öneririz. Yok biz direk Havana’ya dalalım derseniz. Buyrun Havana Gezi Notları’mıza:)
Küba seyahatimizi Eylül 2016’da iki haftalık planladık. 4 kişi çıktığımız bu yolculuğun ilk durağı Havana’ydı(Tur değil, el emeği). Toplamda 5 gün kaldığımız Havana, her açıdan beklentilerimizin üzerine çıkarak aklımızda, gittiğimiz en güzel ve en gururlu şehir olarak kaldı. İyi ki de gitmişiz deyip sadede geliyoruz.
Havana çok güvenli bir şehir, sokakları her daim insan dolu, kadınlar gecenin bir yarısı yalnız başına eve dönüyor, hiç biri korkmuyor. Küba insanı çok temiz. Arada bir sokakta yanınıza satıcılar yanaşıyor ama istemiyoruz derseniz kimse “salça” olmuyor. 🙂 Sokaklarda polisler var ama halkla iç içeler, birlikte kahve içip, şakalaşıyorlar. Halk, polisin başka ülkelerde halka şiddet uygulayabildiğine inanmıyor. Küba halkı güleryüzlü, İngilizce konuşamasa da sizinle bir şekilde anlaşabiliyor. Güle oynaya gezdiğimiz bu şehri, güle oynaya yazıyoruz!
Havana’ya Ulaşım
Havana’ya Air Canada’yla Toronto aktarmalı gittik. Kişi başı 2200 TL’ye almıştık biletlerimizi. Yaklaşık 25 saatlik bir yolculuğun sonunda Havana’ya indik.
Havana’nın Jose Marti Havaalanı şehre çok yakın değil ve toplu taşımayla ulaşamıyorsunuz. Tek seçeneğiniz maalesef taksi. Havana’nın merkezi sayılan kısma 25 Cuc(yaklaşık 25 Euro) civarı tutuyor. Havana’da bineceğiniz her araç için önce pazarlık yapmayı unutmayın. Bu işi çok iyi öğrenmişler.
Havana çoğunlukla sokakları aşındırarak ve yürüyerek gezeceğiniz bir şehir olsa da bazen aşırı sıcaktan bayılıp taksiye binmek istiyorsunuz. Normal taksiler çok pahalı değil. Şehrin bir ucundan diğer ucu 10 Cuc civarında tutuyor.
Coco Taksiler ise, ulaşım için olmaktan ziyade turist çekmek için kullanıldığı için baya kazık. Bunlar Asya’da kullanılan ‘TukTuk’lara benziyor ve 3 tekerlek üzerinde giden ve arkaya iki kişinin oturduğu sarı renkteki motosikletler. Şehrin en turistik yerlerinde her zaman görebilirsiniz. 5 dakikalık yol için genelde 10 Cuc civarı istiyorlar ama gelmişsiniz bir kere Küba’ya, en azından bir kez denemekten zarar gelmez
Ve tabii ki her fotoğrafta gözüken süslü püslü Amerikan arabaları. Genellikle tur şeklinde teklif ediyorlar. Yaklaşık 30-40 Cuc arası tur yapabiliyorsunuz ve size Havana’nın sahillerinden ara sokaklarına kadar çoğu yeri gezdiriyor. Pazarlık kesinlikle işe yarıyor. Yapın!! 🙂
Havana’da Nerede Kalınır?
Havana’da asıl olay Old Havana (Habana Vieja) kısmında geçiyor. Old Havana’nın her sokağından Buena Vista Social Club müzikleri duyuyorsunuz, o eski arabalar, puro satıcıları, neşeli sokakları, el sanatı pazarları, hediyelikçiler, kokteyl barlar ne ararsanız burada. Biz de kalmak için bu bölgeyi seçtik ve Casa Aleman’da kaldık. Oda başı gecelik 35 Cuc verdiğimiz “casa”mızı çok sevdik(ev sahibemiz çok tatlıydı). Evde iki oda vardı ve bir tanesinin ebeveyn banyosu vardı. Yeri Old Havana’nın bizce en güzel kısmı olan ‘Plaza Vieja’ya çok yakındı. İsterseniz bu casa ve diğer pek çoğunu şuradan bulabilirsiniz.
Otelde konaklamak isterseniz ve en popüler oteli El Nacional’a gecelik 200 CUC vermek istemiyorsanız, çok methini duyduğumuz ‘Hotel Marques de Prado Ameno’yu deneyebilirsiniz. Buradan güvenilir bir şekilde Havana otellerine rezervasyon yapabilirsiniz.
Havana’da Nereleri gezsek
Havana (kendi ismiyle La Habana) üç kısma ayrılıyor. Eski Havana (Habana Vieja), Centro Habana ( Merkez Havana) ve Vedado (daha modern olan kısmı). Dediğimiz gibi olaylar daha ziyade Old Havana kısmında dönüyor. Biz de madem Old Havana kısmından başlayalım anlatmaya.
Plaza Vieja:
Havana’nın en sevdiğimiz meydanı burası oldu. Sağlı sollu müzikli restoranlar, el sanatı satan dükkanlar, ufak tefek kahveciler. Havana’nın anlatılacak değil hissedilecek yerlerinden birisi bu meydan bizim için. Ne diyelim, umarız hiç bozulmaz. Buraya giderseniz, tam köşesinde kalan La Taberna de La Muralla’da bizim için de müzik dinleyin.
Plaza de la Cathedral
Havana’yı gezerken bol bol sokaklarda yuvarlak çizeceksiniz. Ve bir tanesinde yolunuz mutlaka bu meydana çıkacak. Old Havana’nın tam ortasında kalan bu meydan, gündüzleri sokak satıcılarıyla ve müzisyenlerle dolu. Küba fotoğraflarına bakarken ağzında puroyla poz vermiş yaşlı teyzeler görmüşsünüzdür. O teyzeler de bu meydanın ayrılmaz bir parçası. 1-2 Cuc karşılığında size purolu pozlar veriyorlar Meydandaki katedralin adı ise San Cristobal de la Habana.
Calle Obispo
Burası bir meydan olmaktan ziyade Havanalıların yaşadığı bir sokak ve şimdilerde sokakta dolaşan turistlerle, sokakta top oynayan Havanalı çocuklar iç içe geçmiş durumda. Sokak her daim canlı, her daim insan ve hayat dolu. Atıştırmalık bir şeyler yemek isterseniz her taraf dondurma ve dilim pizza satan minik dükkanlarla dolu. Ayrıca yağlı boya resim almak isterseniz, buradaki dükkanların fiyatları Havana’nın kalanına göre uygun. Son olarak, burada yolda yürürken puro satıcıları sizi durdurabilir. Puro almak istiyorsanız bir inceleyin, bunun için Küba hazırlık yazımızda purolar ile ilgili uzun uzun yazdık. Bir göz atabilirsiniz. Sahte purolara dikkat edin ama orjinalini bulursanız, devlet eliyle işletilen Tobacco Shop’lara nazaran çok daha ucuz.
Plaza de Armas
Başka bir Küba meydanı daha! Söylemeden geçmeyelim, bu saydığımız meydanların hepsi iç içe geçmiş durumda ve birinden geçtiğiniz anda karşınıza öteki çıkıyor. Meydanların ismini bile aklınızda tutmanıza gerek yok yani. Bu meydan, kitapçılar, eskiciler ve el sanatları satıcılarıyla dolu. Bir şey almasanız bile raflara bakmak, kitapları incelemek için burada biraz zaman geçirmenizi öneriyoruz. Tam karşısındaki restoranlar Havana ortalamasına göre biraz pahalı ama denemeğe değer. Küba’nın kendine has bir mutfağı olmadığı için restoranlar her telden çalıyorlar. İtalyan mutfağı da var, fast-foodcular da, ve tabii ki deniz ürünü restoranları da. Neoklasik tarzdaki koloni tapınağı ‘El Templete’ de bu meydanda.
Malecon
Küba’nın okyanus esintili kordonunun adı Malecon. Gezdiğimiz sahil kentlerinin ortak özelliği olan, genellikle sahil şeridini çok aktif ve güzel bir şekilde kullanıyor olmaları hoşumuza gitmişti. Ancak Havana’da bu iş pek de öyle değil, sahil kullanımı neredeyse sıfır. Yani Havana’nın havası(iklimi) dışında deniz kenarında olduğunu anlamak ne yazık ki pek mümkün değil.
Devrim Müzesi: (Museo de la Revolucion)
Küba’nın meşhur Devrim Müzesi Old Havana’ya yakın. Old Havana’dan yürüyerek ulaşabileceğiniz bu müzede, Küba Devrimi kahramanlarının heykelleri, kişisel eşyaları, birbirine yazdıkları mektuplar ve devrim sürecini anlatan gazete küpürleri sergileniyor. Çok büyük beklentiyle gitmiş olsak gerek, anlatıldığı kadar etkilenemedik ve yazıların çoğu İspanyolcaydı. Belki çok güzel mektuplar vardı ama çevirisi olmadığı için biz anlayamadık. Girişi ise 8 Cuc. Tabii ki Havana’ya kadar geldiyseniz uğramadan olmaz.
Museo del Ron Havana Club (Havana Club Rom Müzesi)
Bu müzenin en güzel yani iç mimarisi. Girişi 7 Cuc ve rehber eşliğinde binayı gezerek Küba’nın tarihinde ‘rom’un yerini, nasıl yapıldığını ve niye en çok Havana Club’ın tercih edildiğini dinliyorsunuz. Girişi biraz pahalı olsa da, bu da tek sefer yaşanabilecek bir tecrübe olduğu için, paraya kıyabilirsiniz. Yeri Old Havana’da.
Museo Nacional Palacio de Bellas Artes
İşte, bizce Havana’nın en güzel müzesi burası. Görüyorsunuz ki Kübalılar sadece dansta ve müzikte değil sanatta da bir o kadar başarılılar! İçeride aynı zamanda gezici sergiler de oluyor. Kesinlikle görülmeye değer. Girişi 3 Cuc ve unutmayın Pazartesileri kapalı.
Museo Hemingway (Hemingway Müzesi, daha doğrusu evi)
Burası Hemingway’in Küba’da yaşadığı evi. Ve hem bahçesi hem de içi o kadar güzel korunmuş ki, eğer çocukken Hemingway kitapları okuyup daha tanışmadan sevenlerdenseniz, bu evi çok seveceksiniz. Tek üzen yanı, şehir merkezinden biraz uzak olması ama taksi kullanarak rahatça gidebilirsiniz(Hemingway’in her gittiği şehirde illa bir şeyi oluyor).
Plaza de La Revolucion (Devrim Meydanı)
1 Mayıslarda önünde milyonlarca insanın toplanıp şarkılarla dans ettiği meydan burası! Bu meydan ve meydana giden yolda 1 Mayıslarda milyonlarca insan toplanıyor ve Dünyanın dört bir yanından insan, sırf bu meydandaki 1 Mayısları görmek için geliyor. Bu meydanın bize çağrıştırdıkları o kadar güçlü oldu ki, merkeze olan uzaklığını pek de önemsemedik(evet biraz uzak. Old Havana’dan buraya Coco Taksi ile 10 Cuc’a geldik).
Meydanın bir tarafında Che Guevara’nın, diğer tarafında ise Camilo’nun kocaman silüetleri var. Che Guevara’nın silüetinde yazan ‘Hasta La Victoria Siempre’, ‘Zafere Kadar Daima’ demek. Che, Fidel’e yazdığı son mektuplardan birisini ‘Hasta La Victoria Siempre’ olarak bitirdikten sonra zaferin simgesi haline gelmiş bu slogan.
Diğer yanda bulunan Camilo’nun silüetinde ise ‘Vas Bien, Fidel’ yazıyor. ‘Doğru yoldasın, iyi gidiyorsun Fidel’ anlamına geliyor. Bunun bir de hikayesi var. Zafer ilk kazanıldığı dönemde Fidel coşkulu kalabalığa konuşma yaparken bir an durmuş ve Camilo’ya dönüp, ‘Voy bien, Camilo?’ diye sormuş; ‘Camilo, doğru yolda mıyım?’ anlamına geliyor. Camilo da, ‘Vas Bien, Fidel’ diye yanıt vermiş. Yani ‘Doğru yoldasın, iyi gidiyorsun Fidel.’’…Camilo bizim ülkemizde çok bilinmese de, Kübada çok ama çok seviliyor. En genç ölenleri o olmuş ama halk sevgisini ve saygısını hiç kaybetmemiş. Fidel’den şikayetçi olan azınlık bile Camilo’ya toz kondurmuyor.
Ne diyelim ki, insanların özgürce toplanabildiği, dans ettiği, bayramını bayram gibi kutlayabildiği meydanların darısı bizim ülkemize de olsun.
Ne demiştik, Havana’nın keyfi sokak sokak, kafe kafe, o köşe senin bu köşe benim gezerek çıkıyor demiştik. Bir sokak geziyorsunuz, bir kokteyl içiyorsunuz, sonra tekrar bir sokak gezip, bir kokteyl daha içiyorsunuz. Zaman böyle akıp gidiyor. Biz de en güzel kokteyllerimizi içtiğimiz, en güzel yemeklerimizi yediğimiz yerleri yazmazsak olmaz tabii ki!
Havana’da Yeme–İçme Faslı
La Floridata
Burası Havana’nın en ama en turistik barı. İlk defa bu kadar turistik, bir o kadar pahalı, ama bir o kadar da güzel ve hiç şişirilmemiş bir bar gördük diyebiliriz. Ernest Hemingway’ın barı olarak geçen ‘La Floridata’ her daim aşırı kalabalık ve canlı müzikli! Her daim canlı müzik var ve siz meşhur ‘Daiquiri’nizi içerken bir yandan Buena Vista Social Club parçaları çalıyor. Garsonları aşırı sempatik. Havana’da geçirdiğimiz her gün buraya her gün en az bir kez uğradık ve değişik kokteyller denedik. En ünlüsü ‘Daiquiri’ olsa da biz burasının Pina Colada’sına bayıldık. Kendi teorilerimize göre iyi Pina Colada coconut parçacıklı oluyor ve burada içtiğimiz Pina Colada’lar Küba’da içtiklerimizin açık ara en iyisiydi. Kokteyl fiyatları Havana’nın diğer barlarının en az iki katı ama hak ediyor. Kokteyller 7 Cuc ile 9 Cuc arası değişiyor.
La Bodeguita Del Medio:
Bu sefer de Hemingway’in izinde Mojito içip, yemek yiyebileceğiniz bir yere geldik. Kokteyller, La Floridata’ya kıyasla bir tık daha ucuz olsa da, yemekler pahalı. Ama menüsü çok zengin ve eğer yer bulabilirseniz oturmaya değer. Kokteyller 5 Cuc’tan başlıyor, ortalama bir yemek ise 13-15 Cuc arası.
Café El Escorial
Burası tam Plaza Vieja meydanında bir kahveci. Kendi kahvelerini satıyorlar ve menüde ‘kahve+puro’ gibi seçenekler de mevcut. Özel yapım kahvelerini içip yanına puro siparişi de verebilirsiniz. Kahvaltı etmek isterseniz kahvaltı menüleri ve sandviçleri de mevcut. Uğrak mekan haline getirdiğimiz bu kahveciyi şiddetle tavsiye ediyoruz.
Bir de biz oradayken yaşanan bir ayrıntıyı aktaralım. Tam yan masamızdaki yabancı müşterilerin, gelen omletle ilgili bir sıkıntıları olduğunu tahmin ediyoruz. Ancak müşteri kadınların bunu garsona söyleme tarzları bizi gerçekten rahatsız etti ve sonrasında olanı zevkle aktaralım. İçeriden gelen diğer bir garson masadaki bütün çatal, bıçak ve tabağı toplayıp gitti. Turistler öyle kala kaldırlar. Sizin burada işiniz bitmiştir, gidebilirsiniz anlamında. Bu, kısacası şikayetini söyleyebilirsin ama karşındakini aşağılayamazsın demektir. O kadar hoşumuza gitti ki, başka ülkelerde olsa, garsonlar bu durumlarda ezilip büzülürken, Küba’da kimsenin mekan çalışanlarını aşağılamaya hakkı yok. Küba’nın bakış açısına göre garson da müşteriyle eşit şartta, kimse bir ötekinden eksik ya da fazla değil. Ve kimse sırf garson olduğu için kapris çekmek zorunda da değil! (Valla sen çok yaşa Küba!)
Factoria Plaza Vieja
Burası da ‘Plaza Vieja’ meydanının tam köşesinde kalan bir başka çok güzel mekan. Hem çok güzel kokteylleri var, hem ucuz, hem yemekleri güzel hem de her daim canlı! Özellikle akşamları canlı müzik oluyor ve gönlünüzce eğleniyorsunuz. Havana’da iki akşamımızı burada doyasıya eğlenerek geçirdik. Buraya geldiğiniz de doluysa, hemen yanındaki ‘La Taberna de La Muralla’ya da gidebilirsiniz. Eğlence, müzik ve dans tabii ki orada da var!
Café el Dandy
Burası yine Old Havana kısmında kalan bir kahveci. Bu minik mekanın hem kahveleri çok güzel hem de çok güzel atıştırmalık tapasları var. Hem de fiyatları ucuz.
Hanoi
Burası tam Café el Dandy’nin çaprazında kalan bir aile restoranı. Yemekleri çok güzel, ucuz. İçkileri çok güzel, çok ucuz! Küba’nın yerel birası Bucanero 1 Cuc ve kokteyller 2-3 Cuc arası değişiyor. Bir akşam yemeğinizi buraya ayırabilirsiniz. Hatta bir bakmışssınız bütün bir akşamı burada geçirmişssiniz!
Jazz Club La Zorra Y El Cuervo
Burası Malecon civarında kalan bir müzik kulübü ve akşamları aşırı eğlenceli. Eğer sadece oturmak değil, dans etmek, kurtlarızı dökmek ve latin müziğe doymak istiyorsanız, sizi buraya alacağız!
Casa de La Musica
Casa de La Musica, Kübalıların meşhur, devlet eliyle işletilen müzik evleri. Aşağı yukarı bütün şehirlerinde bir tane ‘Casa de La Musica’ var ve Havana’daki de Centro Havana bölgesinde bulunuyor. Buralarda içki kalitesi beklemeyin ama müziğin sınır tanımayacağı kesin. Ortada insanlar dans ediyor, hiç beklemediğiniz bir anda birisi sizi dansa çağırabiliyor ve ne olduğunuzu anlamadan kendinizi ortada buluveriyorsunuz! Havana’da Casa de La Musica’nın girişi paralı ve içeride kimin çıktığına göre 10 -15 Cuc arası değişiyor. (Siz bir de Trinidad’takini görün, üstüne tanımıyoruz! Buranınki sadece 1 Cuc)
La Marina
Burası da Old Havana bölgesinde bir restoran ve diğerlerinden farklı olarak ‘Guarapo’ kokteyli yapıyor. Kokteyli beklerken şeker kamışının bütün halinde makinaya girip sıvı şeker olarak çıkmasını izliyorsunuz. Kokteyllerin fiyatı da ucuz.(Daha ne isteriz) La Marina, Havana’da en sevdiklerimiz arasına yüksek puanla giren yerlerden.
Habana 61
Burası Devrim Müzesi’ne giden sokaklara yakın bir Küba Restoranı. Yemekleri çok güzel olmasına rağmen biraz pahalı ve her daim kalabalık! Eğer buraya geldiğinizde doluysa hemen paralel sokağındaki ‘El Figaro’yu deneyebilirsiniz.
Café Lamparilla
Burası da Havana’da kaliteli yemek yiyebileceğiniz yerlerden biri ve çok güzel bir restoran. Özellikle deniz ürünlerini öneriyoruz.
O’Reilly 304
O’Reilly, Eski Havana sokaklarında ama kendisini Küba konseptinden soyutlamış bir tapas bar! Hatta Küba’nın nadir ‘hipster’ yerlerinden diyebiliriz. Gün içinde gittiğimiz için gayet sakindi ve harika mojitoları vardı. Biraz ara sokaklar ama bulursanız kaçırmayın!
Eğer turistlerin değil de lokallerin yediği bir yer arıyorsanız, size ‘Pizzas y Bebidas’ı tavsiye edeceğiz. Burası, Plaza Vieja’nın tam köşesinde bulunan meşhur restoran ‘Santo Angel’in arkasına saklanmış minicik bir pizzacı. Çoğunlukla lokallar gidiyor ve fiyatlar çok ucuz, ayrıca yerel peso da geçiyor. 10 yıl önce Küba’ya gelip, ülkeye aşık olduktan sonra Türkiye’ye bir daha dönmeyip burada kalan İbo’yla da burada tanıştık. İbo’yla Küba’nın durumundan konuştuk ve bize anlattıklarını Küba’ya Hazırlık Rehberi’nde anlattık.
Havana’nın güzel yemek yeme ve kokteyl içme yerleri say say bitmiyor! En eğlenceli şurası, burası diyemiyoruz çünkü bir gün danslı müzikli olan bir mekan bir sonraki gün sessiz sedasız olabiliyor! Nedeni de şu, Havana’da gezici müzik grupları çok fazla ve her gün değişik bir mekanda çalıyorlar, insanlar da müzik neredeyse oraya oturuyor! Bir gün çok güzel müzik dinleyip yemek yediğiniz bir mekan, ertesi gün müzik grubu oraya gitmeyince sessiz sedasız kalmış olabiliyor! O yüzden bir mekanın önünden geçerken müzik varsa hiç şüphe etmeyin dalın, bir dahaki geçişinizde aynı mekanı aynı şekilde bulamayabilirsiniz
Bu kadar şeyi 5 günde nasıl yediniz demeyin, o kadar uzun zaman geçiriyorsunuz ki sokaklarda, iki saatte bir oturup güç depolamadan olmuyor! Havana’ya iyi hazırlanıp giderseniz ve güzel yemek yapan yerleri bilirseniz de yemek kültürünü yadırgama gibi bir durumunuz olmuyor, dolayısıyla aç kalmak yok!
Biz bu şehri çok sevdik, tabiri caizse aşık olduk. Yazdığımız en keyifli gezi yazısı bizim için Küba oldu, bir yandan Küba’da dinlediğimiz müzikleri açıp bir yandan yazdık ve Küba’da olduğumuz zamana geri gittik. İçimizden bir his, siz de seveceksiniz diyor.
Ne diyelim,
Hasta la Victoria Siempre!
Havana’dan sonraki durağımız Santa Clara ve Trinidad oldu.
Santa Clara gezi yazımız için buradan buyrun!!
Trinidad gezi yazımız için buradan buyrun!!
Instagram’da da varız ve Bekleriz 🙂
https://www.instagram.com/yoldabiblog/