Reykjavik ve Golden Circle Gezi Rehberi

Reykjavik Gezi Rehberi ve Golden Circle Gezi Rehberi

Reykjavik Gezi Rehberi

Birisi gelip Reykjavik’i iki kelimeyle anlat dese galiba şunu deriz; kutu gibi ve pahalı! 🙂

Bizce Reykjavik kutu gibi bir şehir. Evler kutu gibi, dik çatılı ve renk renk.  Yürüyerek her yerini gezmek mümkün. Reykjavik pahalı diyerek hakkını yemiş olabiliriz. Çünkü ÇOK pahalı! O yüzden Reykjavik’te gurme yerler denemek, bol bol içki içmek gibi planlarınız varsa bir böbrek veya kolunuzu bırakmaya hazır olun. Biz mi? Biz süpermarketten beslendik.

Böyle dediğimize bakmayın, biz sevdik Reykjavik’i. Kendi halinde ufak bir şehir, siz de İzlanda gezinizde bir gününüzü rahatlıkla ayırabilisiniz.

Reykjavik’te gezilecek yerlere ve Reykjavik yeme-içme rehberinden önce:

Biraz hap hap bahsedersek;

Keflavik Havaalanı’ndan Reykjavik’e ulaşım, “shuttle”la tek yön kişi başı yaklaşık 25 Euro. Daha ucuza gitme şansınız yok. Günde toplam 6 kez kalkan belediye otobüsünü yakalarsanız da kişi başı 19 Euro’ya geliyor ama yol oldukça uzuyormuş. Shuttle yaklaşık 45 dakika sürüyor.

Günde 50 Euro’ya araba kiralayabileceğinizi düşünürsek, iki kişiyseniz araba kiralamak neredeyse shuttledan daha ucuza geliyor.

Blue Lagoon’u ziyaret etmeyi düşünüyorsanız en mantıklısı havaalanına indiğiniz ya da döneceğiniz gün gitmeniz. Çünkü Blue Lagoon, Keflavik Havaalanı’na çok yakın. Blue Lagoon’dan İzlanda’ya Hazırlık yazımızda detaylıca bahsettik. Blue Lagoon biletlerinizi şuradan alabilirsiniz.

Reykjavik’te aklınıza gelebilecek her yerde kredi kartı geçiyor. Biz bir kez olsun nakit kullanmadık. 1-2 Euro’luk harcamaları bile kredi kartıyla ödeyebiliyorsunuz.

Reykjavik Konaklama:

Reykjavik’te otellerden ziyade stüdyo daire ya da oda kiralamak daha uyguna geliyor. Biz de 4 kişi olduğumuz için Reykjavik’te geçireceğimiz iki gece için bir 1+1 daire kiraladık. Sabah kahvaltılarımızı ve akşam yemeklerimizi evde yediğimiz için dışarıda pahalı şeyler yeme zorunluluğundan da kurtulmuş olduk.

2 gece kaldığımız Siggi Apartment’a 2 gece için toplam 180 Euro ödemişiz. Reykjavik standartlarına göre ne çok pahalı ne çok ucuz. Ortalama bir fiyat diyebiliriz.

İzlanda’da son gecemizde ise Reykjavik’e geri döndük ve sırf geceyi geçirmek için Travel INN diye bir hostelde kaldık. Bir geceden fazla tahammül etmek zorunda kalmadığımız için mutluyuz, şu ana kadar kaldığımız en kötü hosteldi.

Reykjavik Gezilecek Yerler

Reykjavik’in baş tacı Blue Lagoon’dan oldukça geniş bir şekilde şu yazımızda bahsettik, o yüzden burada tekrarlamayalım.

Skolavördustigur ve Laugavegur Reykjavik’in iki en önemli sokağı. Şehri gezerken dönüp dolaşıp bu sokaklardan geçeceksiniz. Biz örneğin, bu sokaklarda zamanımızı en çok ucuz bira ve yemek ararken geçirmişiz. 🙂 Bulabildik mi? Pek sayılmaz.

Ayrıca İzlanda’nın çok meşhur kitapçısı Eymundsson da burada. İzlanda’da çocuklar elf hikayeleriyle büyüyor demiş miydik. Bizim ülkemizin çocuklarının nelerle büyüdüğünü düşününce insan biraz üzülüyor.

Hallgrimskirkja

Reykjavik’te hatta İzlanda’da gördüğümüz en tuhaf kilise. Aynı zamanda ülkedeki en büyük kilise ve İzlanda’daki en yüksek 6. yapı.

Girişinde, Kolomb’dan yüzyıllar önce Amerika’ya gittiği tahmin edilen Vikingli Leif Erikson’un heykeli var.

Oldukça yüksek bir yapı olduğu için dikkatinizi çekmemesi imkansız. Kiliseye giriş ücretsiz ancak tepesine çıkmak isterseniz 5-6 Euro civarında bir ücreti var.

Reyjkavik Art Museum, National Gallery of Iceland ve Icelandic Phallological Museum şehirde gezebileceğiniz 3 ünlü müze. Biz bu sefer hiç müze gezmedik.

Tüm bunların dışında Reykjavik’in oldukça canlı bir gece hayatı var ama açıkçası tüm gece dışarıda kalmak ve eğlenmek için çok para gerekiyor. Gerçekten de çok güzel barları var ama biz en fazla 1-2 bira içip eve kaçtık, daha uzun durabilenlere şimdiden bol eğlenceler! 🙂

Reykjavik Yeme – İçme

Bizim için Reykjavik’te yeme-içme çoğunlukla = BONUS supermarket oldu. Fakat yine de ayıp olmasın diye bir –iki kez dışarıda yedik ve birkaç kahveci denedik.

‘Lemon’ görece ucuz ve güzel sandviç yapan yerlerden birisi. Iki sandviç + meyve suyu yaklaşık 20 Euro tuttuyor. Bu İzlanda ortalamasına göre çok ucuz. Varın gerisini siz düşünün. Bir diğer alternatif de hemen yakınındaki ‘Noodle Station’.

Icelandic Street Food ucuza atıştırabileceğiniz bir seçenek, örneğin bir kase çorbanın küçük boyu 10 Euro!

Bagelleri ve kahveleriyle ünlü ‘Reykjavik Toasters’ın şehirde birkaç tane şubesi var. Kahveler ortalama 7-10 Euro arası. Yudumu 1 Euro’ya kahve içme keyfi anlayacağınız.  🙂 Bizim kahveci favorimiz ‘Stofan Café’ oldu.

Kiki Queen Bar, şehrin en ünlü gay barı. Zaten gökkuşaklı girişini göreceksiniz. Bizim İzlanda’da ilk ve son gecemizde gittiğimiz yer Kaldi Bar oldu. Özellikle ‘happy hour’ yakalayabilirseniz biralar yaklaşık 7 Euro’ya geliyor. Şarap kadeh ise 11-15 Euro civarı. Hatta ilk gece pahalı olduğu için burada şarap içmemiştik, son gece ise hiç sorgulamadan kendimize birer bardak şarap ısmarladık. O derece alışmışız bir haftada pahalılığa…

İzlanda’nın en güzek birası bizce Kaldi(Münih biraları ile yarışır) ve bu birayı denemek için en iyi yerlerden birisi Micro Bar. Hatta kalabalık gidenler için tadım tepsisi sipariş edip bütün çeşitlerini deneyebilirsiniz! 🙂 

Kaffibarinn ise bir diğer eğlenceli biracı alternatifi.

Son olarak yine bir biracı daha Skuli Craftsbar. 🙂

İzlanda’nın çok özel bir mutfağı yok, en özel yemeği ise balina eti. Bunu da her restoranda bulamıyorsunuz. Kendinize bir balina eti ısmarlamak isterseniz, Reykjavik’te bunu en güzel yapan yer ‘Prir Frakkar’imiş. Biz yemedik ama birlikte gittiğimiz arkadaşlarımız denedi, 10 üzerinden 7 verdiler. 🙂

Reykjavik hakkında diyeceklerimiz bu kadar, bizce artık Golden Circle’dan bahsetmeli!

Golden Circle Gezi Rehberi: Golden Circle Rotası

Golden Circle, İzlanda’nın olmazsa olmaz rotalarından dünyaca ünlü bir doğal güzellik rotası. Düşünün ki, bu rotada 1 gün içinde ne şelaleler, mağaralar, doğal parklar, dalış yapabileceğiniz bir yarık ve krater göller görüyorsunuz. Dünyanın neresinde size bir ülkede tek bir gün tüm bunları sunuyor acaba? Biz düşündük ama bulamadık.

Reyjkavik’ten her gün Golden Circle tur otobüsleri kalkıyor ama bize sorarsanız en mantıklısı kendi arabanızı kiralamak. Bu turlar kişi başı en az 80-100 Euro oluyor, arabayı ise günlük 50 Euro’ya kiralayabilirsiniz, benzin dahil maksimum 100 Euro’ya gelir gibi düşünebilirsiniz. O yüzden biz oyumuzu araba kiralamaktan yana kullanıyoruz.

Golden Circle’ın iyi yanı, rota boyunca gezeceğiniz yerlerin Reykjavik’e yakın olması ve günübirlik gezilmesi kolay bir rota olması. Kötü yanı ise herkese kolay bir rota olması, eğer otelden vakitlice çıkmazsanız, gittiğiniz yerlerde 1000 tane çekik gözlü arkadaşla fotoğraf çektirmek için yer kapmaca oynamak zorunda olmanız. 🙂 O yüzden en mantıklısı otelden sabah erkenden çıkıp (mümkünse sabah 6 – 7 arası), tur otobüslerinden önce tura başlamak. Kalabalıkla baş etmek zorunda kalmazsanız çok daha keyifli bir rota, orası kesin!

Biz sabah erkenden yola çıktık ve sırayla Kerið krateri, Haukadalur, Strokkur ve Geysir, Gullfoss, Bruarfoss (Şelalesi), Thingvellir Milli Parkı ve Secret Lagoon’u gezdik. Siz isterseniz aynı rotayı tersten yapabilirsiniz.

Bu arada bahsettiğimiz yerlerin çoğuna Route 36’yı takip ederek ulaşabiliyorsunuz. Yolda kaybolur muyuz diye endişe etmenize gerek yok. Eğer internetiniz varsa Google Maps, yoksa Maps.me(bizce candır) yerleri/yönleri oldukça iyi gösteriyor. Biz yol bulma konusunda hiç sıkıntı yaşamadık.

Kerið Krateri

Burası bir volkanik krater gölü. Bahar mevsimlerinde gelir ve turkuaz renkteki suyun donmamış halini görürseniz çok güzel manzaralar yakalayabilirsiniz. Biz Mart ayında gittiğimiz için biraz donmuş zamanına geldik ama o hali bile çok güzeldi.

İster çevresinde dolanın, ister içine kadar inin her türlü güzel.

Bu arada burası İzlanda’da girişi ücretli olan tek yer, 3 Euro gibi bir giriş ücreti var. İzlanda’daki başka hiçbir kratere giriş ücreti yokken buraya niye var anlayamadık, Galiba en çok ziyaret edilen krater burası olduğu için, ne kadar alırsak kardır diye düşünmüşler.

Haukadalur, Strokkur ve Geysir

Golden Circle’ın şüphesiz en ilgili çekici yeri bizce burası. 7-8 dakikada bir püsküren 3 adet aktif gayzer(geysir)!

Gayzer(geysir) nedir? Açıkçası İzlanda’ya gitmeden önce biz de tam bilmiyorduk. Düzenli aralıklarla sıcak su ya da sıcak buhar fışkırtan, kükürt yayan kaynarca demekmiş. Öğrenmiş olduk. 🙂

Bu 3 gayzer(geysir) aynı alanda ve birbirine çok yakın. 90-100 derece sıcaklığındaki suyu 8-9 dakikada bir yaklaşık 15-20 metre yükseğe fışkırtıveriyorlar! Bu su fışkırtma olayı her şey dahil yaklaşık 10 saniye bile sürmediği için telefonlarınızı / kameralarınızı hazırda bekletmeniz gerekiyor.

Strokkur su fışkırtsın diye beklerken, ne kadar tuhaf bir adayı gezmekte olduğunuzu tekrar hatırlayacaksınız.

Gullfoss

İzlandaca’da ‘Foss’ şelale anlamına geliyor demiştik, ‘Gull’ da Altın demek. Yani Gullfoss, Altın Şelale demek.

Hatta bir ayrıntı daha verelim, ‘Golden Circle’ turunun adı bile bu şelaleden geliyor. Diğer İzlanda şelalelerinden farklı olarak burada su kanyonda oluşan bir çatlağın içine akıyor, o yüzden bulunduğunuz yerden suyun nereye gittiğini görmüyorsunuz.

Şahsen bize dünyanın içine içine bir deliğe akıyormuş gibi geldi.

Gullfoss ve Kuzey İzlanda’daki Godafoss bizim İzlanda gezimizin en güzel biricik ( ya da ikicik) şelalesi oldu.

Bruarfoss (Şelalesi)

Burası Geysir’den Thingvellir Milli Parkı’na giderken uğrayabileceğiniz alternatif bir durak çünkü yolu biraz karışık ve gidiş-dönüş toplam 1 saat ekstradan yol yapmaya razı olmanız gerekiyor.

Geysir yönünde Brekkuskogur’e geçtikten sonra solunuzda kalan patikadan yürüyorsunuz, karşınıza bu Blue Lagoon renginde şelale çıkıyor. Diğer Golden Circle noktaları kadar popüler olmamasının sebebi ise ulaşımının dertli olması. Zamanınız varsa kesinlikle görmeye değer!

Thingvellir Milli Parkı

Golden Circle’da son durağımız Thingvellir Milli Parkı oldu. Burası gün boyunca gezilen diğer duraklardan farklı olarak, tek bir nokta değil kocamaan bir milli park.

O yüzden burayı son durağımız olarak seçtik ki, havanın kararmasına ne kadar zamanımız kalacağına bağlı olarak Thingvellir’de nereleri gezeceğimize karar verebilelim. Sonuçta, burada yarım saatiniz varsa yarım saat, iki gününüz varsa iki gün geçirebilirsiniz, orası size kalmış!

Maceracı gezginlerin buraya gelme sebebi Silfra Yarığı’na dalmak. Silfra yarığı, Avrupa ve Kuzey Amerika kıtalarını birbirinden ayıran Atlantik yarığının üzerinde yer alıyor. O yüzden bu bölge hem Avrupa hem de Kuzey Amerika olarak belirlenmiş.

Yeterince maceracı bir gezginseniz, bu tektonik plakların arasına dalabiliyorsunuz! Hatta magma burada yeryüzüne çok yakın olduğu için 100 metre derinlikte dahi görüş çok net oluyormuş.

Dalış yerel bir rehberle ve Mayıs – Eylül ayları arasında mümkün. İlgilenirseniz (çok kıskanacağız bu arada) şuraya bir link bıraktık.

Parkta kısıtlı zamanınız varsa görebileceğiniz iki yer ise Öxarárfoss Şelalesi, ve Thingvellir Kilisesi.

Alternatif olarak Secret Lagoon

Eğer Blue Lagoon’a gitmeye fırsatınız olmadıysa ya da sıcak sular sizi henüz kesmediyse Golden Circle rotanızı, kendinizi Secret Lagoon’un sıcak sularına atarak taçlandırabilirsiniz.

Burası da Blue Lagoon gibi bir jeotermal kaplıca, 35 Euro gibi bir giriş ücreti var ve içeride istediğiniz kadar kalabiliyorsunuz. Biz Blue Lagoon’a gittiğimiz için Secret Lagoon’a girmedik, dışarıdan fotoğraflamak ücretsiz.

Bir de dürüst olacağız, belki de artık İzlanda gezimizin son gününde olduğumuz için ve o ana kadar aşırı güzel şeyler gördüğümüz için olsa gerek, burası bizi o kadar da etkilemedi.

İncelemek isteyenler için şuraya Secret Lagoon internet sitesi linkini bırakıyoruz.

Bu yazıyla birlikte İzlanda hakkında toplam yaklaşık 40 sayfa yazı yazmış olduk. Bizce görev tamamdır! 🙂

Yolda bi’ Blog güzel geziler diler! 🙂

Herkese sevgiler!

Instagram’da varız ve bekleriz.

https://www.instagram.com/yoldabiblog/