Close
Close

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

İZLANDA GEZİ REHBERİ: Kuzey İzlanda Hakkında Her Şey!

İZLANDA GEZİ REHBERİ: Kuzey İzlanda Hakkında Her Şey!

İzlanda Gezi Rehberi: Kuzey İzlanda Gezi Rotası

Kuzey İzlanda Gezi Rehberi

İzlanda’ya giderken yaptığımız araştırmaları ve hazırlıkları şu yazımızda, Güney İzlanda rotamızı da şu yazıda anlattık ve sıra geldi Kuzey İzlanda’ya!

Çok tuhaf bir coğrafya burası. Başka bir paralel evren, başka bir gezegen gibi. Jeotermal kaynaklardan fışkıran buharlar, volkanik dağlar, bir hiçliğin ortasında saatlerce gittiğiniz yollar…Daha İzlanda gezimizin planı belli değilken, hatta İzlanda’da kaç gün kaç gün kalacağımız bile belli değilken kafamıza şunu koymuştuk; o Kuzey İzlanda’ya gidilecekti!

İzlanda’nın Kuzey bölgesi beklentilerimizin o kadar üzerine çıktı ki…Gerçekten bu kadarını biz bile hayal edemezmişiz. Gezimizin en ama en güzel üç gecesi Kuzey’de geçirdiğimiz üç gece oldu. Eğer Güney İzlanda’ya ayıp olmayacaksa, biz Kuzey İzlanda’ya talibiz.

İzlanda’nın o güzel atları, yol üzerinde her yerde zaten göreceksiniz!
Kuzey İzlanda hakkında hap hap bilgiler;

Kuzey İzlanda hakkında bilinmesi gerekenlerden önce biraz bahsedelim.

Kuzey İzlanda rotanızı Doğu’dan Batı’ya Eidar, Akureyri, Hüsavik ve Hvamstanngi’den geçecek şekilde planlayabilir, bir gece Akureyri bölgesinde bir gece Hvammstangi bölgesinde konaklayabilirsiniz.

Güney İzlanda’dan Kuzey’e doğru geliyorsanız ve ülkenin kuzeyine akşam saatlerinde ulaşacaksanız o gece Eidar kasabasında kalıp, ertesi gün Akureyri’ye doğru yola çıkabilirsiniz.

Eidar’da konaklamak bizim hiç planlarımızda yoktu. Vik kasabası yakınlarında kaldığımız gecenin ertesi günü Akureyri’ye kadar ulaşırız diye düşünmüştük ama evdeki hesap çarşıya uymayınca gece kendimize Eidar kasabasında konaklayacak bir yer buluverdik.

Kuzey İzlanda’da iklim daha sert, hayat daha ıssız, daha pahalı ve yeme-içme seçeneği çok daha az. Bazen yollarda saatlerce tek bir araba görmeden ilerliyorsunuz. İnsan sürekli bir ‘şimdi buralarda kaybolsak, afedersiniz cesedimiz yaza çıkar’ diye düşünmeden edemiyor. Neyse, şaka. İzlanda oldukça güvenli bir ülke.

Kuzey İzlanda Yolları!

Tüm bunlara rağmen göreceğiniz şeyler o kadar güzel ki, yukarıda saydıklarımız asla umrunuzda olmuyor. 🙂

Biz Mart sonunda gittik ve hava karlı olmasına rağmen yollar oldukça açıktı. ‘Yahu 1000 km çapında insan yaşamıyor, buralara kim tuz döküyor’ diye düşündüysek de sonradan öğrendik ki, İzlanda’da otoyollar alttan ısıtmalıymış. Biz henüz o medeniyet seviyesine ulaşamadığımız için böyle bir şey aklımıza gelmemişti tabii ki.

Buraları görece-kış mevsiminde gezmenin güzel yanı her yerin karlarla kaplı olması ve daha bir fantastik gözükmesi, kötü yanı ise görmek istediğimiz birkaç kraterin yerini tamamen beyaz bir boşluğun alması oldu. Yine de tekrar gelsek galiba kış zamanı geliriz. Sonuçta kraterleri gezmek 1 saat, bembeyaz manzaraları izleyerek road trip yapmak ise pahabiçilemez. 🙂

Kuzey İzlanda’da Konaklama Seçenekleri

Bu bölgede otel seçeneği çok az, genelde küçük ‘guesthouse’lar ve çoğunlukla ‘Cottage’ denilen eşyalı kulübeler var. Biz bir gecemizi misafir evinde, iki gecemizi kulübede geçirdik. Bir hiçliğin ortasında küçücük bir kulübede kalmak, sabah karların içinde aynı kulübede uyanmak çok güzel bir his. Yolda bi’ blog ısrarla tavsiye eder!

Eidar’da ‘Eidar Gueshouse’a gecelik oda başı 50 Euro ödedik. İzlanda standartlarında oldukça uygun bir rakam, odalar da iyiydi. Buralarda konaklama arıyorsanız burayı rahatça önerebiliriz.

İkinci gece Akureyri yakınlarında Stöng kasabasında ‘Stöng Cottages’da kaldık. İzlanda gezimiz boyunca kaldığımız kulübelerden farklı olarak burası bir tesis şeklindeydi ve bir süprizi (!) bile vardı. Tesisin içinde kocaman bir jakuzi! O hiçliğin ortasında kafamızı sokacak bir yer ararken karşımıza jakuzi çıkınca verdiğimiz tepkileri tahmin edersiniz…Gerisini anlatmayalım, mutluluk, gözyaşı, jakuzide 40 derece suda içilen şarap & jager ve alkolün vücuda jet hızıyla karışmasıyla kendimizi kulübemize zor atmak! Ve kapanış…Sabah bir ara ‘o jakuzi gerçek miydi’ muhabbeti çevirmedik dersek yalan olur..

Sizin için linki şuraya bırakıyoruz.

Bir de eğer Booking.com üzerinden rezervasyon yapacaksanız, şu link üzerinden yapıp, konakladığınızda 15 Euro geri alabilirsiniz ?

Stöng Cottage’ın bize süprizi 🙂

Neyse, konuya dönersek; üçüncü ve Kuzey İzlanda rotasındaki son gecemizde yine kendimize bir kulübe seçerek Hvammstangi Cottages’de kaldık. Burası küçücük bir kasabada öyle kenara konulmuş 3-4 adet kulübe. Kulübenin tipi aynı şu alttaki gördüğünüz gibi. Ne eksik ne de fazla…Burayı da sevdik ama önceki gece kaldığımız kulübeden sonra etrafta bir jakuzi aramadık dersek yalan olur(!). Link şurada!

Konaklamamız da işte böyleydi.

Peki bu elf gözler Kuzey İzlanda’da neler gördü de böyle vuruldu, biraz ondan bahsedelim.

Dettifoss Şelalesi
Dettifoss (Şelalesi)

Kuzey’de ilk gece Eidar Guesthouse’da kaldık demiştik. Sabah buradan ayrıldıktan sonra ilk durağımız İzlanda’nın en efsane şelalelerinden birisi olan Dettifoss oldu. Yaklaşık iki saat Route 1’de ilerledikten sonra bir yarım saat de taşlı bir yolda ilerliyorsunuz ve karşınıza tam 100 metre genişliğinde ve 45 metre yüksekliğinde bu devasa şelale çıkıyor. Burada bir uyarıda bulunmamız gerekiyor. Bu yola normal araçla giriş mümkün değil! Denemeyin bile 🙂

Güney’deki şelaleler de çok güzeldi ama Dettifoss bir başka fantastik. Kendisine buradan bile arzular adeta şelale. İzlanda ‘şelale top 10’ listemizde kendisini ikinci sıraya oturtuyoruz. Şelalelikte birinciliği kazanana birazdan geleceğiz.

Krafla Krateri

Dettofoss’tan sonraki durak Krafla Krateri. Dettifoss’tan ayrıldıktan sonra Route 1’de bir saat ilerlerseniz karşınıza çıkıyor, bulması çok kolay.

İzlanda’yı kış zamanı karlarla kaplıyken gezdiğimiz için çok mutluyuz demiştik, burada bir parantez açıyoruz, krater gezmeyi unutun! Zira krater yerine buz tutmuş bir çukur çıktı karşımıza. Biz de elimizdeki Krafla broşürüne ve önümüzdeki beyazlığa bakarak yazın burasının nasıl gözüktüğünü hayal etmeye çalıştık. Anlayacağınız biz gittiğimizde Krafla’dan geriye hüzün ve gözyaşı kalmıştı. Belki siz güzel zamanına denk gelirsiniz, bize çıkan manzara şu aşağıdakiydi. 🙂

Krafla Krateri 🙂 Hüsran!

Krafla’nın hikayesini de yazalım; kendisi en son 1984 yılında patlamış bir yanardağın oluşturduğu bir krater olur.

Myvatn Nature Baths

İzlanda yeraltı sularının diyarı demiştik, böyle olunca buz gibi havada kendinizi sımsıcak sulara atmak gerek demiştik. Blue Lagoon’un ikiz kardeşi Myvatn Nature Baths tam da bu bölgede, Krafla’ya sadece 10 km uzaklıkta ve giriş fiyatı da Blue Lagoon’a göre çok daha uygun (40 Euro). Eğer biz Blue Lagoon’a gitmemiş olsaydık mutlaka Myvatn’e gidecektik. Ayrıca daha az turistik, daha sizin ve en az Blue Lagoon kadar güzel.

İncelemek isterseniz internet sitesini buraya bırakıyoruz.

Hverir, arkadaşları ona Mars diyor!
Namafjall Jeotermal Alanı (Hverir)

Bizim bir numaramız, Mars’ımız, İzlanda gezimizde gözlerimizin gördüğü en tuhaf yer!

Turuncu bir arazi düşünün, büyüklü küçüklü çukurlarından dumanlar yükseliyor. Bazı çukurlarda su, bazı çukurlarda çamur kaynıyor. Esasen burası Kuzey İzlanda’da bir jeotermal alan, fakat biz ona kendi aramızda ‘Mars’ diyoruz. O bizim Mars’ımız, İzlanda gezimizin en güzel manzarası. Magma ile kaynayan bir ova. Daha ne olsun.

Burası niye bizi bu kadar etkiledi açıkçası bilmiyoruz. İzlanda’da gezeceğimiz destinasyonları seçerken Hverir’in fotoğraflarını gördüğümüzde, tam olarak ne olduğuna anlam veremesek de gezip görmeyi kafamıza koymuştuk.

Oldukça tuhaf bir yer…Siz çamura bata çıka ilerliyorsunuz, her yerden korkunç sülfür kokuları geliyor. Fokur fokur kaynayan yeraltı bacalarının yanından geçiyorsunuz, bir de o görüntünün tuhaflığı yetmezmiş gibi her an patlayacakmış gibi ses çıkartıyor.

Başka bir evrende olma hissini en çok hissettiğimiz yer burasıydı. Galiba en çok bu yüzden burayı sevdik. 🙂

dipnot: her yer çamur hazırlıklı olun 🙂

Grjótagjá Cave (Grjótagjá Mağarası) ama arkadaşları ona haşnafişne mağarası diyor 🙂
Grjótagjá Cave (Grjótagjá Mağarası)

Game of Thrones izleyenler burayı hemen tanıyacak, çünkü burası Jon Snow’un niyeti bozup Ygritte ile ‘aşk yaptığı’ mağara!

O sahneler çekilmeden önce kendi halinde yerel bir jeotermal havuz iken, son yıllarda çinlilerin istilasına uğramış. Açıkçası İzlanda’da gördüğümüz güzelliklerin yanında, bize kendi halinde içi sıcak su dolu bir havuz gibi geldi. Yine de gidip görmekten zarar gelmez.

Ek Not: Öğle yemeğimizi tam buranın yakınlarında ‘Vogar Travel Service’in içindeki pizzacıda yedik. Maalesef yakınlarda hiçbir market olmadığı için 1 büyük boy pizza + bira’ya 50 Euro ödemek zorunda kaldık. Açlıktan ölmemek için artık bir şeyler yememiz gerekiyordu ve etraftaki en ucuz (!) alternatif oydu. Siz yanınıza marketten mutlaka daha fazla erzak alın.

Bir de aynı bölgede meşhur bir ‘Vogafjos Cowshed Café’ var ama içeride ineklere yaptıkları muameleyi gördükten sonra hemen ayrıldık. Asla önermiyoruz.

Godafoss Waterfall – Godafoss Şelalesi
Goðafoss (Şelalesi)

Favori İzlanda şelalemize merhaba deyin! Godafoss’un kelime anlamı tanrıların şelalesi demek. İzlandalıların bir bildikleri var ki adını böyle koymuşlar.

Kendisini bir 45 dakika izledik, fotoğrafladık, sağına soluna bakıntık ve favori şelalemiz olduğuna karar verdikten sonra yolumuza devam ettik. 🙂

Hüsavik
Hüsavik

Hüsavik aslında İzlanda’nın en kuzeyinde balina izleme turları (whale watching) düzenlenen ufacık bir köy. Hatta dünyanın ‘Balina Başkenti’ olarak geçiyor.

Nüfusu sadece 2100 kişi ve bu haliyle de tam bir İzlanda kasabası. Toplamda 3-4 tane restoran, 1-2 tane konuk evi, 1 market ve 1 benzincisi var.

Biz İzlanda’da turistik aktivitelerden kaçtığımız için balina izleme turu da çekici gelmedi… O kadar yol gitmişken 100 kişiyle bir tekneye doluşup denizdeki balinalara bakmak için 100 Euro vermek, ne bilelim…Hatta Hüsavik’e gelen turistlerin yüzde 90’a yakını sırf bu balina aktivitesi için geliyormuş.

Biz Hüsavik’e tamamen meraktan ve yerel bir İzlanda kasabası görmek için uğradık. Oldukça şirin, 1 saat geçirseniz yeter de artar bile.

Burada bir kahve molası verdik, biraz fotoğraf çektik ve marketten erzaklarımızı alıp, doğruca Stöng’de kalacağımız kulubeye gittik.

Akureyri

Sabah kulübemizde uyandıktan sonra ilk durağımız yaklaşık 1 saat uzaklıktaki Akureyri oldu.

Akureyri, İzlanda’nın Reykjavik’ten sonraki en büyük şehri. Büyük dediysek bir üniversitesi var ve nüfusu 20 bin! İstanbullular bilir, örneğin Kadıköy’ün nüfusu 500.000. Siz öyle hesaplayın Akureyri’nin boyutlarını.

Akureyri bize son iki günde gördüğümüz doğa mucizelerinden sonra fazla modern geldi. Çok güzel bir botanik bahçesi varmış ama biz gelmişiz Mars’tan, bir gece önce bir hiçliğin ortasında jakuzi bulup içinde şarap içmişiz, botanik bahçesi bizi hiç çekmedi. 🙂 Meşhur bir de kilisesi var.

Akureyri’de hoşumuza giden rengarenk evleri oldu. Bir de günlerdir düzgün kahve içmediğimiz için İzlanda’nın meşhur kahve zinciri Te & Kaffi’yi görünce çok mutlu olduk. Akureyri’de mola vermek için en güzel yeri bulmuşuz gibi hissettik.

Bir de eğer kahvaltı yapmamış olsaydık Akureyri Backpackers Hostel’in açık büfe kahvaltısını deneyecektik. Burası Akureyri’deki backpackersların buluşma yeri gibiymiş. Artık bir sonraki gelişimize! Ben bu Hostel’de kalacağım derseniz şuradan.

Bjórböðin – SPA & Restaurant
Bjórböðin – SPA & Restaurant

Kuzeyde son günü biraz keyif yaparak, doğanın ve havanın keyfini çıkartarak geçirmeye ayırdık ve bir nokta atışı yaptık. Aylar önce İzlanda araştırması yaparken karşımıza çıkan, dağların eteğinde bir SPA & Restorant!

Siz -10 derece havada dışarıya kurulmuş SPA’ya kendinizi atıyorsunuz, biranızı size getiriyorlar. Acaip bir his. Manzaraya bakıyorunuz, karşıda bir insan bir araç bir ev hiçbir şey yok. Böyle manzaranın keyfini çıkartırken saatler geçmiş, tüm öğleden sonrayı burada geçirdik.

İzlanda gezimiz boyunca yaptığımız ve şiddetle önerdiğimiz şeylerden birisi de burası oldu. Kişi başı 15 Euro SPA kullanım ücreti var, biralar da yaklaşık 10 Euro’ya geliyor.

Buradan çıktıktan sonra bir sonraki durağımız Seal Beach oldu fakat tam bir hayal kırıklığı oldu. Burası Fok Sahili olarak geçiyor fakat ortada fok yok! Bir de arabayla taşlı yollarda 1 saat geçirmeniz gerekiyor, bizce tamamen zaman kaybı ve hiç gerek yok. Eh, her vurduğumuz gol olacak değil ya. 🙂

Fok Sahili’nden sonra geceyi geçireceğimiz Hvammstangi Cottage’a gittik. Bir sonraki gün erkenden kalkacağımız ve Golden Circle rotasını yapacağımız için erkenden yattık. Yazmadan geçmeyelim, son gün Hvammstangi’den Reykjavik’e doğru giderken kasaba girişinde radara yakalandık ve 180 Euro ceza ödedik. Siz siz olun nasılsa yollar boş diye şehir girişlerinde gaza basmayın, bize 180 Euro sıkışmış.

Golden Circle, Güney İzlanda, Reykjavik hepsi çok güzeldi. Fakat Kuzey’in yeri ayrı. Buraya geliyorsanız kendinizi hazırlayın, bir daha unutamayacaksınız. 🙂

Golden Circle yazımız çok yakında blog’da olacak.

Herkese güzel geziler!

Kuzey İzlanda’ya bizden ayrı bir selam götürün! ?

Instagram’da varız ve bekleriz.

https://www.instagram.com/yoldabiblog/

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close